Eşim tüylü şeftali yiyemeyengillerden olup nektarin çeşitleriyle tanışmam onun sayesinde gerçekleşmiştir, yoksa ben gayet tüylü tüylü şeftalileri yiyebiliyorum
Tüysüzlerden en keyifli tükettiğim ise erikten hallice olan, yeşilimsi renkteki sevimli arkadaşlardır. Eşimin favorisi ise kırmızı renkli, tüylü şeftalinin çakması kıvamındakilerdir. Tüylüyü yiyemiyor ya kendini böyle avutuyor sanırım
Her neyse, geçen yaz semt pazarında tek bir tezgahta ve sadece 10-15 tane kocaman kayısı gördük. Ben o dev kayısıları çocukluktan beri çok sevdiğimden ve haliyle artık çok daha seyrek karşılaşır olduğumdan hemen tezgaha yanaştık.
Ben: Kayısının fiyatı ne kadar?
Satıcı: Abla onlar nektarin, fiyatı da şu kadar.
Ben: Yok canım onlar büyük kayısılardan ya işte!
Satıcı: Ablacım tüysüz şeftali onlar.
Ben: Kayısı
Satıcı: Şeftali
Ben: Tamam, dediğin gibi olsun, cık cık cık...
Hani kocaman kayısılar vardır, neredeyse şeftali kadar ve normalden daha az tüylü, çok çok lezzetli olurlar işte aynen onlara benziyorlardı. Hepsini aldık ama kayısı niyetiyle ve ben eve kadar 'adam daha sattığı meyvenin ne olduğunu bilmiyor' diye söylenip durdum.
Eve gelince anladık ki meğer adam haklıymış, onlar tüysüz şeftaliymiş!
Altın sarısı, tüysüz, kocaman bir kayısı görünümünde, dokusu-kokusu-tadı enfes ötesi bir şeftali! Aşık olduk desem yeridir ve o aldıklarımızı bir oturuşta bitirdik

Hayatımda ilk ve tek o zaman rastladım bu meyveye, eşim de öyle ve tadı hala damağımızda...
İşte onların çekirdeklerinden birini hanımeli saksısına sokuşturmuştum, şeftali türleri genelde aşıya ihtiyaç duymuyor ya oradan umutlanarak... İşte o kıymetli çekirdek filizlenmiş! Hemen ayrı saksıya aldım, yeterince büyüdüğünde annemlerin bahçeye dikilecek.
İnşallah o harika meyvelerin aynısından verir de doya doya tüketiriz yeniden
Annem 2 yıl önce sedef çiçeği ile tanıştı ve çok sevdi, bana da yetiştirmem için ısrar eder dururdu ama hep geçiştirirdim. Geçen ay geldiklerinde minicik bir sedef fidesi getirmiş bana, hanımeli saksısına dikerim diye... Ne bilsin hanımeli saksısını tıklım tıklım bir bahçe haline getirdiğimi
Yine de annemi kırmayıp oraya diktim, yerini de sevmiş olacak ki büyüyor bakalım...
Hanımeli saksısında kendiliğinden çimlenmiş olan nakkaş sarmaşığım ilk çiçekle sezonun açılışını yaptı
Red robinlerim sadece birer gün arayla çimlenmişlerdi ama aralarında inanılmaz bir fark var. İlk çimlenen minicik ve çok daha yavaş gelişirken, son çimlenen arkadaş depara kalktı gidiyor maşallah
Aralarındaki farkı daha net göstermek istedim:
İlk şaşırtmalarında birisi tüm gün güneş alan yerde kalırken, diğerini yarı gölgeye almıştım. Yarı gölgede kalan fide gelişemeyince bir süre sonra onu da kardeşinin yanına aldım ama sanırım o zamanların etkisini üstünden atamadı hala...