Ablacım o kadar sene Van'da donarak yaşadıktan sonra hakettim ama değil mi

Van'dayken bütün ülke kar kış kıyamet sanırdım burada bütün Türkiye ılık sanıyorum. Şimdi kar tozuyor diyorsun ya inanamıyorum

Böyle soğuk havalarda sıcak evimde oturup çay içmek isterdim Van'dayken sonra hayvancıklarım aklıma gelirdi vazgeçerdim marketten biraz çorbalık alır tepeye yollanırdım Jagi, Duman, Ramo, ele başı Reks, Dilsiz, Üçüzler (üç ayrı kardeş köpek birbirinin aynısı) Minik, Garip, kıskanç Tintinim, "hadi herkes buraya" dedim mi karları yara yara aşağıdan yukarı sığındıkları mağaradan koşa koşa gelirlerdi. Ağızlarından dumanlar çıkardı, etrafımı sararlardı

Bazıları birbirlerinden kaçıra kaçıra etlerini yerdi, uyanık olanlar bir bakardım ki birkaç parça eti ağızlarına zorla sığdırıp tin tin saklamaya gidiyorlar. Çok gülerdim seni aç gözlü, yine getiririm diye kulaklarından tutup şöyle bir çitilerdim
Hepsini tek tek yok ettiler

o kadar zararsızlardı ki

Sadece Garip ve Dilsiz kalmıştı geriye onlar da benden başkasına yaklaşmayan çekingen hayvanlardı. İkisini de kısırlaştırıp aşılarını yaptırmıştım.
Neyse, hepsini çok özledim, burada havalar ısınırsa bir barınak ziyareti planlıyorum, burada hayvanlar nisbeten rahatlar, sokaklarda gezenlere bakıyorum küpeliler. Halk da hayvansever, kediler tok, köpekleri taşlayan yok çöp bidonlarının kenarlarına, bazı ağaç altlarına yemek koyanları görüyorum mutlu oluyorum yazın dışarı çıktıkça.