Yaa Adalet, İstanbul'a gelirken uçakla geliyorsun ya eline alacağın büyük bir çanta içine yerleştirsene bitkilerini, beraberinde getirirsin. Belki İnanmayacaksın ama ben Paris'ten bile böyle getirdim.
3-4 tane çok ihtimam gösterdiklerini taşı bence. (Tam biz bitki delilerine yakışan bir hareket olur)
Bak sana yazayım da gül biraz.
selenn'e Wuppertal'e gitmeye karar verdim. Telefonda konuşurken " teyze beraberinde fazla giyecek getirme benim giysilerimden giyersin " dedi. Ne de olsa o da bizden, anlıyor halimizden.
Ben de en büyük valizlerden birini aldım, içinde birkaç takım iç çamaşırı, bir çift yedek ayakkabı, bir pantalon bir bulüz var. Valiz öyle kocaman ki içindekiler bir sağa bir sola kayıp duruyor.
Bir de dönerken göreceksin bu valizi, Allahtan Excess Baggage vermedim torpil geçtiler.
Valiz, topraklarından arındırılıp önce gazete kağıtlarına sonra da poşetlere sarılmış bitki ve soğanlarla doluydu.
Çizmelerimin içlerine uzun uzun bitkileri doldurdum, üzerlerine bir bulüz atıp yine bitki sarılı poşetleri tıka basa doldurdum. Hatta aldığım bir iki parça giysiyi bile orada bırakıp, " tatilde sen gelirken getirirsin" dedim.
Oğuz beni karşılamaya geldiğinde valizi zor indirdi banttan " bu ne gavur ölüsü gibi, ne var bunun içinde" demez mi, utandım valla.
Eve gelir gelmez onca bitkiyi önce su dolu kovalara yatırdım, soğanları diktim, tam iki gün uğraştım.
