Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Mücevher Çalısı
Türkiye'de çalışan kadınların yarısından çoğu 'Tarım Sektöründe' çalışıyor. Düşündürücü bir durum...
|
Mevcut hâliyle güvencesiz ve dikey hareketlilik imkanının pek az, emek sömürüsü ihtimalinin epeyce yüksek olduğu iş kollarından biri zira. Tabii bu belgeseldeki kadınların hikayeleri biraz daha farklı; yine de tek tek bölümlerde düşündürücü şeyler görüp duyuyoruz.
Örneğin röportaj yapılan eşlerin ve komşuların ağzından, kadınların iş gücüne katılımının önemi sık sık vurgulanıyor; vurgu elbette yanlış değil, izleyici nezninde (dolayısıyla toplum nezninde) böyle bir vurguya hâlâ ihtiyaç olması düşündürücü. Komşu kadınların çoğu, bölüm kahramanı arkadaşlarının çalışkanlığını, becerikliliğini övüyor; bu da elbette çok hoş ve güzel. Ancak köyde 'çalışmadan' yaşayan kadın var mı? Demek ki tarlada, bahçede, fırında harcanan emek ancak
aileye ekonomik getirisi olduğu takdirde 'çalışma' olarak görülüyor (yani doğrudan maddi kazanca tahvil edilemeyen emek görülmüyor, kayboluyor, tıpkı ev içi emek gibi). Bilecikli Bedriye Engin 'En Çok Okuyan Yetişkin' ödülünü almış ama uzun yıllar ailesinden ve çevresinden saklamak zorunda kalmış kitap okuduğunu. 'Kitaplar sayesinde Fransa'daki şu şu sarayı biliyorum ama benim bunu bildiğimi kimse bilmiyor, paylaşacak kimsem yok' minvalinde yakınıyor röportajında. Örnekler çoğaltılabilir...