@ sinbas, siz böyle anlatınca ufak çaplı hayal alemine gidip geldim. Dün uydu kanalları arasında dolaşırken çocukluğumuzun 'Heidi' sine denk geldim, hani sarı kollu kırmızı elbisesini sırtından çıkarmayan, dedesi, Peter ile Alplerde yaşayan küçük kız, bu bölümde bahar geliyor dağdaki evlerine çıkıyorlar, keçiler, eriyen karlar, akan dereler vs.vs. Bölüm bitene kadar izledim, sade çizgiler, renkler, bilinen, masum, güzel ifadeler, günümüz çizgi filmlerini ise anlamak bile zor, garip yaratıklar, konuşmalar, renkler, çizgiler insanı rahatlatmaktan çok strese sokmak için uğraşıyorlar sanki...
Resmini çektiğim yer köyün kenarı, dere tarlanın alt tarafından geçiyor, etrafında defne, çınar, ceviz vs. bir sürü çeşit ağaçla kaplı ve işlemek için üst tarafında biraz çalışma yapmak gerekecek. Zaten bir kaç seneye buraları içme suyu için yapılan barajın altında kalacak. Dolayısıyla teknik, estetik olarak uygun ama elimizde patlar sonra
Anlayacağınız şimdilik zor görünüyor bizim ortaklık işi, 'balık kavağa çıkınca' olabilir belki. Çocuklar büyüyecek, hayırlısıyla işlerini-eşlerini bulacaklar, emekli olacaz (hanım ev hanımı onun emekliliği zor) sessiz küçük bir balıkçı köyü bulacaz, küçük bir teknemiz olacak, balık tutacaz biz. Eşimle hayalimiz bu bizim. Milli takımın Fransaya katılma hikayesi gibi oldu bizimki ama, onlar bile direk katıldı işte, bizimki de niye olmasın

Yazın yaylaya, kışın deniz kenarına gideriz...
Sizin çocuk büyüyünceye kadar, biz emekli oluruz inşallah. Daha 20 yılımız var gibi, dere kenarı, hafiften yaylada, sessiz sakin bir yer arayalım biz ortak. Bulan diğerine haber versin, 20 yıla kadar şu an bulunduğumuz yaylanın içine eder insanlarımız, evin önünden de geniş yol geçecekmiş, tadı kalmaz buraların, bulduğumuz yere gideriz...