Bir haftasonu gezisi olarak gidebileceğiniz, tarihi koklayabileceğiniz, masmavi denize girebileceğiniz, dalabileceğiniz, sörf yapabileceğiniz ada Gökçeada. Arabanızla gitmenizi tavsiye ederim. Adaya gidiyorum nasıl olsa her yanı denizdir diye düşünmeniz doğal

Fakat köyler genelde hep iç kesimlerde. Adada yaşanlar korsan saldırılarından korunmak ve gelecek saldırıları daha önce görebilmek için adaların iç ve yüksek kesimlerine yerleşmişler. Adada görülecek bir çok köy var. Köylerde tarihi doku korunmaya çalışmış. Özellikle eski Rum köyleri, evleri, çamaşırhaneler, çeşmeler, tarihi çınarlar çok güzel. Türkiye'de güneşin en son battığı yer olan Gökçeada'da o anı yaşamak çok güzel. Dereköy'deki kocaman armut ağaçlarına tırmanmanın da tam zamanıdır

Kendi su ihtiyacını karşılayan tek ada olma özelliğini de taşıyor Gökçeada. Bu kurak geçen yazda barajı ne durumdadır bilmiyorum ama kaynak suları da bol olan bir ada. Dereköy aynı Fethiye'deki Kayaköy gibi terkedilmiş bir köy. Tek tük yaşayanlar var. Tepeköy tüm adayı adından da anlaşılacağı üzere tepeden gören köy. Kaleköy eski Rum evleri ve kahveleriyle çok güzel.
Adada çok sayıda tarihi kiliseler var.
Köylere ait fotoğrafların yanında tablolar da var. Tablolar 1950-1975 yılları arasında adada yaşamış olan ressam NIKO PALEOPULUS'a ait. Halen hayatta olup, çalışmalarını Atina'da sürdürmektedir. Ağaç üzerine yaptığı "İmroz ve Mitoloji figürleri,1950-1955 yılları arasında adada yaşayan Türk ve Rum asıllı bütün vatandaşların evlerini süslemektedir.
http://www.gokceada.com/


