TZOB Kuraklık Raporunu Açıklıyor
TZOB Genel Başkanı Şemsi BAYRAKTAR’ın konuşması
Sayın Basın Mensupları,
Bu yıl ülkemizde yeterli yağışın olmaması sebebiyle yaşanan kuraklık ilk başta İç Anadolu Bölgesinde görülmekte birlikte Ege, Marmara, Akdeniz, Karadeniz bölgelerine yayılmıştır. Başlangıçta belirlenen meteorolojik kuraklık daha sonra tarımsal kuraklığa dönüşmüş, bu nedenle çiftçilerimiz bir çok üründe çok önemli zararlarla karşı karşıya kalmışlardır. Bölgelerimizde kuraklığın etkisiyle bir çok üründe önemli üretim azalmaları meydana gelmiştir. Tarımsal ürünlerde meydana gelen zarar dikkate alındığında, kuraklığın bu yıl Ülkemizde doğal afet niteliği kazandığı görülmektedir.
Devlet meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamalarda durumu ortaya koymaktadır. Yapılan açıklamaya göre, 2006-2007 Tarım Yılı Yağış Raporuna göre 1 Ekim 2006-31 Temmuz 2007 döneminde yağışlar bazı bölgelerimizde normaline göre daha az olmuştur. Bu azalma Ege Bölgesinde %43, Marmara Bölgesinde %34, İç Anadolu Bölgesinde %22, Akdeniz Bölgesinde %13, Karadeniz Bölgesinde %5 olarak gerçekleşmiştir. Güneydoğu Anadolu’da da bir miktar azalma olmasına rağmen bu bölgemizden kuraklıktan kaynaklanan zarar olduğuna dair bilgi gelmemiştir. Doğu Anadolu’da ise zaten yağış azalması olmamıştır.
Yaşanan kuraklığı bir başka şekilde ifade etmemiz gerekirse; söz konusu 9 aylık dönemde Ege Bölgemizdeki toplam yağış, kurak olarak bilinen İç Anadolu Bölgemizdeki normal yıllarda alınan yağışın gerisinde kalmıştır.
Ziraat Odalarımızdan alınan bilgiler doğrultusunda Birliğimizce gerçekleştirilen çalışma sonucunda ülke genelinde tarla ürünlerinden yem bitkilerine, meyve ve sebze dahil olmak üzere tüm ürünlerde çeşitli zararlar meydana geldiği görülmüştür. Kuru tarım alanlarında gerçekleştirilen tarla ürünlerinde dane oluşumu yetersiz kalmış verim azalmaları ciddi boyutlara ulaşmıştır.
Hasadına bu aylarda başlanacak olan ayçiçeği, çeltik, pamuk, mısır, fındık gibi ürünlerde her geçen gün ürün kayıplarında artış görülmektedir. Akarsuların kuruması, yer altı sularının çekilmesi, barajların su seviyelerinin azalması üreticinin sulama yapmasına imkan vermemektedir. Ege Bölgesinden alınan bilgilere göre ikinci ürün ekilişlerine yasak getirilmiştir. Sıcaklardan kuruyan ürünler daha fazla su istemekte sulama yapılabilen alanlarda da sulama maliyetleri çiftçinin gücünü aşmaktadır.
Kuraklık kararnamesi
Yaşanan bu durum dikkate alınarak kuraklıktan zarar gören üreticilerimize yardım yapılması amacıyla 4 Temmuz 2007 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararı yayımlanmıştır. Yayımlanan Kararnamenin kapsamı 4 ürün ve 40 ille sınırlı tutulmuştur.
TZOB olarak Basına yaptığımız açıklamayla, Kararın tüm illeri ve ürünleri kapsayacak şekilde genişletilmesi talebinde bulunduk. Ancak, bu yönde henüz bir değişiklik yapılmadı. Yaptığımız son çalışmanın sonuçları da gösteriyor ki, kuraklık kararnamesi Ülkemizde çiftçilerimizin uğradığı zararın telafisini sağlama bakımından çok yetersiz kalmıştır.
Ziraat odalarımızdan aldığımız bilgiler göre, Kararnamede yer alan illerin ve ürünlerin dışında kuraklıktan zarar gören il ve ürün sayısında önemli artış bulunmaktadır.
Bazı örnekler vermemiz gerekirse; tütünden pamuğa, ayçiçeğinden mısıra, üzümden meyve ve sebzeye, kavun karpuza kadar bir çok üründe önemli oranda kuraklık zararı olmasına rağmen bu ürünler Kararname kapsamı dışında kalmıştır.
Kuraklık zararlarının belirlenmesi il ve ilçe seviyesinde kurulan Hasar Tespit Komisyonlarınca yapılmaktadır. Zarar söz konusu değilse o ürün ve çiftçilerin hazırlanacak raporlarda yer alması mümkün olmadığına göre, tüm iller ve ürünler Kararname kapsamına alınsa bile her hangi bir haksız faydalanma meydana gelmeyecektir. Ancak mevcut kararname düzeltilmezse, adaletsiz bir uygulama yapılmış olacaktır.
Kararnamede yer verilen buğday, arpa, fiğ, korunga dışında önemli bir çok üründe ve 40 ilin dışında da kuraklık zararı olduğuna göre, bu ürünleri üreten üreticilerin zararının neden tazmin edilmediğinin geçerli bir açıklaması yapılmalıdır.
Basında yer alan bilgilere göre kararname kapsamına giren ve kuraklıktan zarar gören çiftçilerimize azami 514 milyon YTL yardım yapılacağı anlaşılmaktadır. Bu durumda, öncelikle bu zararın telafisi için kuraklık Kararnamesinin değiştirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Aksi halde kuraklıktan zarar gören çiftçilerimize yardım yapılmasını öngören karar, önemli sayıda çiftçimizi kapsam dışı bıraktığı için adil bir karar olmayacaktır.
Sayın Basın mensupları,
Bilindiği üzere, önümüzdeki yıllarda küresel ısınmanın bir çok ülke gibi Ülkemizi de etkileyeceği kabul edilmektedir. Bu durum dikkate alınarak ileriye dönük önemli tedbirler almamız, yaşanabilecek sıcaklık artışı ve kuraklığa hazırlıklı olmamız gerekmektedir.
Bu konuda alınması gereken önlemleri ve bir kuraklık izleme komitesinin kurulması ile ilgili görüşlerimizi daha önce basınımız yoluyla kamuoyu ve yetkililerin dikkatlerine sunduk.
Konu ile ilgili son olarak 7 Ağustos 2007 tarihinde Tarımsal Kuraklıkla Mücadele ile kuraklık yönetimi çalışmalarına ilişkin usul ve esaslar hakkında Bakanlar Kurulu Kararı yayınlamıştır. Bu Kararın amacı, Ülkemizde yaşanması muhtemel tarımsal kuraklığın etkilerini azaltmak ve alınacak tedbirler hususunda, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının koordinasyonunda ilgili bakanlıklar, üniversiteler, valilikler, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla yapılacak çalışmalardaki görev, yetki ve sorumluluklara ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Karar’ın kapsamında, tarımsal kuraklığın etkilerini azaltmak üzere ilgili bakanlıkların çalışmaları yanında, tarımla ilgili kuruluşla oluşturulacak Tarımsal Kuraklık Yönetimince alınan kararlar ve uygulamalar doğrultusunda gerek yerleşim yerlerinde gerekse, kırsal kesim kuru ve sulu ziraat alanlarında, su yönetimi, yatırımlar, tarım teknikleri, tohum ve bitki çeşitliliği, sulama teknikleri, hastalık ve zararlılarla mücadele, ekonomik ve sosyal destekler, mera otlatma planları, arazi kullanım planları, kısıtlamalar ve acil eylemin uygulanmasına yönelik her türlü tedbirleri almak yer almaktadır.
Kuraklıkla ilgili uzun vadede alınması gereken önlemleri içeren Tarımsal Kuraklıkla Mücadele ile kuraklık yönetimi çalışmalarına ilişkin usul ve esaslar hakkında Bakanlar Kurulu Kararı tarafımızca olumlu karşılanmıştır.
Karar’da kurulması düşünülen Risk Değerlendirme Komitesi’nde kamu kuruluşları dışında Türkiye Ziraat Odaları Birliği ile TOBB’ne de yer verilmiştir. Yaşanan kuraklığın etkilerini en aza indirmek amacıyla kurulacak Komiteye Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak elimizden gelen katkıyı sağlayacağız.
Sayın Basın mensupları,
Bu Kararla gerçekleştirilecek çalışmaların dışında acil olarak yapılması gerekenler de vardır. Örneğin;
2090 sayılı Tabii Afetlerden Zarar Gören Çiftçilere Yapılacak Yardımlar Hakkında Kanunu çalışır hale getirilmelidir.
Kuraklığı Devlet Destekli Tarım Sigortaları kapsamına alabilmek için çalışmalara hız kazandırılmalıdır.
Bu yıl yaşanan ve tahmini 5 milyar YTL üretim zararına sebep olan kuraklık karşısında üreticilerimizin zararlarının telafi edilmesi gerekmektedir. Bu sebeple üreticilere nakdi destek ve borç ertelemesini kapsayan 2007/12339 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının zarar gören tüm iller ve ürünleri kapsamalıdır.
Ayrıca, yayınlanan Kararname kapsamında yardımı hak eden üreticilerin ödemelerinin biran önce yapılmalıdır.
Bilindiği üzere Türkiye, küresel ısınmanın potansiyel etkileri açısından risk taşıyan ülkeler arasındadır. Ülkemizin küresel ısınmanın özellikle su kaynaklarının zayıflaması, orman yangınları, kuraklık ve çölleşme ile bunlara bağlı ekolojik bozulmalar gibi olumsuz yönlerinden etkileneceği çeşitli araştırmalarla daha önce ortaya konulmuştur. Bu sebeple, Tarımsal Kuraklıkla Mücadele ile kuraklık yönetimi çalışmalarına ilişkin usul ve esaslar hakkında Bakanlar Kurulu Kararı’nın uygulamaya geçmesi için gerekli yönetmelikler biran önce yayınlanmalıdır.
Kuraklık zararının bilançosu hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için tıklayın