Mine hanım çabuk ve sıcak yanıtınız için teşekkür ederim.
Belki yeri değil ama, son 4 ayki amatör çiftçilik sürecimin içinde, bazı gözlemlerim oldu, onları da paylaşmak istedim.
Önce manzaralı küçük bir arsa alıp prefabrik bir ev yapayım, güzel şaraplar eşliğinde güzel müzikler dinleyip kitap okuyayım diye başladığım serüvenin sonunda, 500 ağaç civarında hedeflenen bir erik bahçesi girişimine yönelmiş durumdayım.
Bu süreçte, güzel ülkemin neden bir türlü ilerleyemediğini bir kez daha üzülerek gözlemledim.
Bence toprak sahibi olmak en büyük zenginlik. Bu çevre kirletme hızıyla çook uzun olmayan bir süreçte doğal besinlerin teknolojik ürünlerden çok daha fazla para edeceği günler uzak değil. Belki ben göremem ama, bir elma verip karşılığında bir televizyon alınacak günler çok uzak değil.
Hal böyleyken, dünyanın meyve-sebzecilik açısından en verimli olabilecek bölgesinde olan ülkemizin bu zenginliğini güce çevirememesi inanılmaz.
Bunda sadece hükümetler suçlu değil, maalesef insanımız da yeterince araştırmacı ve çalışkan değil. Çiftçimiz yeniliğe kapalı ve maalesef çoğu tembel.
"Mağduruz devlet baba nerede?" söylemi herkesi eline geçirmiş vaziyette. Yapılan onca teşviğe, 0 faizli sulama kredilerine, destek avanslarına, sigorta kolaylıklarına rağmen çiftçimiz kahvede oturuyor. En kolay tarım neyse onu seçiyor (üzüm, ayçiçeği vs)..
Kendi araştırmalarım sonucu vardığım, ve bilgili eksperlerin onayladığı mantıklı projeleri köylülerle paylaşmaya çalıştığımda asla denemeye bile yanaşmıyor, görmeden inanmıyorlar. Hatta birisi "eski köye yeni adet getirme doktor bey, biz o işleri yapsak bu kahveci nerden para kazanacak?" dedi, inanamadım..
Eşim (kadın hakları savunucusu ve bu konuda faaliyet gösteren bir vakfın kurucusudur) köy kadınlarına birşeyler aktarmak istediğinde asla destek bulamıyor. Üstelik bu gibi girişimlerimiz tamamen gönüllülük esasıyla ve iyiniyetle yapıldığı halde..
Basit bir hesapla, ortalama bir devlet memuru yılda 12 milyar maaş alıp büyükşehir cangılında mücadele verirken, köylülerimizin çoğu baba mirası evlerinde oturup yılda toplam 30 gün çalışarak daha çok para kazanmayı istiyor ama bunun için hiçbir şey yapmıyor, ve devletten "iaşe" bekliyor.
Ben hevesimi yitirmeden köy nezdinde girişimlerimi sürdürmeye kararlıyım, umarım köye bir faydam olur.
Başınızı şişirdiysem kusura bakmayın

Selamlar, sevgiler..