Bu fideler ahmeter abiden sellukayla birlikte geldi, toplam altı taneydiler, birini alt komşuma verdim. Bende kalanlardan ikisi yaşamadı, diğer üçü de "tutma bizi, öleceğiz!" de ısrarlı gibiydiler. Yılmadım; suladım, gübreledim, ışık ihtiyacını balkonun farklı yerlerinde tecrübe ederek sonunda öğleye kadar bol güneş alacağı balkon duvarının üzerine koydum, burayı sevdi ve sıcaklarla birlikte atılıma geçtiler. Komşumdaki ölmüş.
Tabi bu arada bitkilerimi, -kaktüsler-sukulentler hariç- kışın hazırladığım enzimlerle suladığımı belirteyim. Kıştan bu yana iki kere npk 20 hariç kimyasal gübre vermedim.
Evde pirinç, mercimek, ıspanak yıkandıktan sonra elde edilen su, haşlanmış lahana, brokoli, yumurta suları soğutularak, çay posası, sade kahve telvesi sulandırılarak bitkileriminden denk gelenlerine verildi. Küçükbaş hayvan gübresinden şerbet yaptım birkaç kez.
Bu fotoğraftaki bitkiyi burada caddelerde görüyorum ağaç hallerini tabii. Mayıs ayı içinde açık mor renkli çok tatlı çiçekleri vardı. İsmini ilgili başlıkta soracağım buraya yazarım. Sordum, adı Jakarandaymış. Mücevher Çalısı'na teşekkürlerimle.
Gloksinyaların tomurcuklarından renkleri anlaşılmaya başladı.
