@Resulgur; doğanın kendisini sevenler için, tedavi edici, rahatlatıcı etkisinin olduğu muhakkak. Önceki gün saat 10 a doğru çalışmaya başladım, öğleyin iki saat kadar ara verdim sonra iftara kadar devam. Oruçlu olduğum halde yorgunluğu fazla hissetmediğimi söylemeliyim. Sonuçta insan yaptığı işi sevmeli, hatta sevdiği işi yapmalı. Biz de bahçe işlerini sevdiğimiz için sıkıntı hissediyoruz artık. Çünkü her gördüğümüzü, duyduğumuzu, öğrendiğimizi uygulamaya çalışıyoruz. Dolayısıyla sonraya kalan işler kafada yer edip rahatsızlığa yol açıyor. Şu an bahçede küçük bir yürüyüş yolu yapmam gerek, ama koyacağım taşları topraktan çıkan ve uygun ebatlardaki beyaz taşlardan seçiyorum. Toprağı ona göre biraz kazıp, taşı yerleştirdikten sonra yerine oturmasını sağlıyorum, sonra ot ilacı döküp etrafını da kilit taşlarla bordür yapacağım. Bu işi parayla geçmeli parke taşlardan birine yaptırabilirsin ama sonuçta içime sinmez. Domates, bakliyatların kenarlarına sırıklar dikilecek. Özellikle domatesler geçen sene sırığa dayanmadığı için bu sene burgulu demir aldım. Elimde kendi yetiştirdiğim nereye dikeceğimi bulamadığım çiçek fideleri var. İlk aklıma gelen işler bunlar, bunların hepsine "olduğu kadar olsun" der ve sırtını döndüğünde kafan rahat ederse sorun yok. Ben aynı yaptığım bu işlerin sadece miktarını azaltarak hepsinin hakkını verebilmeyi planlıyorum seneye. Yoksa bahçe ile uğraşmaktan eşimle birlikte gayet memnunuz.
Bu sabah geçen seneki sincaplarımızı (muhtemelen onlardı

) gördük ceviz ağacının altında. 15 dakika boyunca seyrettik. Eşim bir avuç ceviz koydu ağacın altına. Takipteyiz...