|
Çıkarılan gözler ikiye ayrılır.Yongalı-yongasız.Yongalı göz çıkarılırken bıçakla altından bir miktarda odun kesilir.Bu şekildeki aşılara kuraklık nedeniyle kabuğun ayrılmadığı,"T" kesimi yapamadığımız yaz aylarında,ya da bahar öncesi,daha büyümenin başlamadığı zamanlarda başvurulur.Dikkat edeceğimiz nokta kesilen odun parçası ile anaçtaki kesilen bölümün çakışması,bağlamanın iyi olmasıdır.Yongasız aşıya gelince sadece kabuk ve içi dolu gözden ibaret olan kavlattığımız göz ile yapılan aşıdır.Erken-Geç ve Durgun olmak üzere mevsime göre isimler alır.Sayın Muda nın dediği gibi gözü,göze getirmek şeklinde aşı olmaz.Belki tesadüfen anacın gözü yeni kabuğu benimser,üzerindende birebir anacın aslı filiz verir.O zaman aşıdan ne anladık.Bitkilerde kabuk altında Kambiyum tabakası vardır.Bu tabaka bitkinin her türlü organını,dokusunu,hormonunu oluşturur,bitkinin adeta canıdır.Bizler aşı yaparken kalem aşılarında anaç ve kalemin kambiyumlarını çakıştırırız.Çakışıp kaynaşan bu dokularda anaçta bulunan hayat kalemede geçer.Kalemde genetiğinde hangi bilgi varsa onu uygulayarak büyümeye devam eder.Kambiyumlar temas etmezse kalem bir müddet içindeki öz suyuyla yaşama tutunmaya çalışır.Anaç kambiyumu teması olmadığından kaleme ne su gelir,nede mineral vs.Kuruyup ölür.Göz aşılarında ise aşıya hayat verecek olan parça gözün içerisindeki diken görünümlü küçük parçacıktır.O olmazsa aşı nereden sürgün verecek,nasıl büyüyecek.Kabuk zamanla anaçla kaynaşıp onun içinde yok olur gider,ya da kuruyup düşer.İstisna olarak zeytinde,göz aşısında aşılanan boş kabuk kaynaştıktan sonra kendi gözünü yaparak sürgününü verir.
Hayırlı Ramazanlar diyor,esenlikler diliyorum..
|