İnsanoğlu doğayı yok etmekten ne zaman vazgeçecek? Hatasından dönmeye karar verdiğinde iş işten geçmiş olmayacak mı? Yanıtlarını hep düşündüğüm sorular...
Yine bir doğa katliamı yaşanıyor. Bu kez beni daha da çok üzdü. Dayımın çalıştığı yerde yetiştiğimiz onca bitkiyi biliyorsunuz. Yıllardır onca emek...Yoktan var edilen yemyeşil bir alan. Herkesin hayran kaldığı, imrendiği. Belediyenin çim saha futbol tesisinde malzemecilik yapıyordu dayım emekli olduktan sonra. Ama orada bir cennet bahçesi yarattı. Pek çok şeyi de birlikte yaptık. Tohum takastan gelenleri çoğalttık. Tesisin yan tarafındaki seranın öldü diye attığı nice bitkilerin hayata tutunmasına vesile olduk.
Şimdi ne oldu biliyor musunuz? Kavşak yapılıyor oraya. Çevrede yüzlerce ağacı kestiler önce. Dayım oranın yıkılacağını hiç ummuyordu. Umsa onca tohum çimler miydi?
Geçen hafta neredeyse ağlar halde aradı beni. "Yıkıyorlar burayı, herkes çiçekleri çalmaya başladı" diye. Hemen gittim. İnsanlar öyle çirkinleşebiliyor ki böyle durumlarda. Çevrede çalışanlar resmen talan etme moduna girmiş bitkileri. Dayım zaten çökmüş. Adam resmen gözümün içine baka baka "ben çaldım" diyor. Büyük saksılarda iğne yapraklılar, meyve fidanları, çalı türleri, güller, hasekiler, ekinezyalar, saksılar dolusu biber çimi... Kapan götürüyor. Kaç gün yaşatacaklar ki?
Seranın atıp dayımın çoğalttığı kış ortancalarından birini getirdim.
Bu bendekiydi. Arkadaş olurlar.
Çelikten yetiştirdiği çok güzel gülleri vardı. Çoğunu almışlar ben gidene kadar. Bu kırmızı bana geldi.
Bu da dayımın yeni çeliklerinden ama yabanileşmiş. Açınca gördüm. Olsun, böyle de güzel.
Bahçede yerde dikili olan insan boyunca güller ve bir sürü çalı türü var. Ağaçlar da cabası. Dayım sormuş, bu ağaçları götürüp başa yere dikmez misiniz diye. Kesip atacaklarını söylemişler. Şimdi dozer geldiğinde bazılarını köküyle çıkartıp kurtarabilmeyi umut ediyor.
Doğa tüm bunların hesabını bir gün soracak bize....
