Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak
Hem sizin hem ayrildiginiz grubun kullandigi yerel tohum kavrami uydurma bir kavramdir. Bu kavramin Turkceye cevrildigi orjinalinde sizin kullandiginiz gibi bir anlam soz konusu degil. Orjinalinde "yerel tohum" dendiginde, icinde bulunulan yorenin tohumu kastedilir. Eger Yunanistan'in bir koyunde bir Italyan biberi ekiliyorsa, bu bibere Yunanistan'in yerel biberi degil; Italya'nin falanca bolgesinin yerel biberi denir. Sizin kullandiginiz sekliyle yerel tohum kavrami hem teknik anlamda hem de Turkcesi itibariyle cok sorunludur ve konu hakkinda bilgisi olmayanlari yanlis yonlendiricidir.
|
Burada çeliştiğimiz konu nedir? Yani Fransanında, Ugandanında, Japonyanında yerel tohumu korunmalı diye düşünüyorum. Atalık tohumun nerede yetiştiğinin menşeinin neresi olduğunun bir önemi yok, önemli olan atalık olması diye düşünüyorum. Fransız biberini Adanada yetiştirince bu artık Adana biberi oldu diye bir iddiam yok. Bhut Jolokia biber tohumu dağıtımı yapılırken bu biberin nerede yetiştiğinin değil atalık tohum olup olmamasının önemi vardır.
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak
Atalik tohuma sahip ciktiktan sonra, hibrit tohum uretiminde bence herhangi bir sakinca yok.
|
Bence var, çünkü hibrit tohumla beraber kimyasal kullanı artmıştır, bu nedenle de topraklarımız gün geçtikçe kirlenmektedir. Toprakları bizden sonraki nesillere kullanılmayacak bir halde bırakılmasını istemiyorum.
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak
Eger tohum ekim zamanlarini ve sartlarini dogru ayarlarsaniz, belli bir adaptasyon surecine gerek olmadan da, Turkiye'nin kuzeyinde yetisen tohumlarin (oncelikli olarak zirai tohumlari kastediyorum) tamamina yakinini basariyla guneyinde de yetistirebilirsiniz.
|
Bunun mümkün olmadığını 3 senedir yaşayarak öğrendim. Saimbeylinin ince kabuk kokulu domatesini hem tohumdan hem fideden üretme çabalarım sonuçsuz kaldı. Bir tane bile domates alamadım.
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak
Bulgaristan'dan ozellikle 20. yuzyil baslarinda goc eden Turkler araciligiyla Turk topraklarina getirilmis ve yukarda siraladigim ozellikleri tasiyan cok sayida cesit var. Bunlar yerli atalik tohum statusunu coktan haketmislerdir.
|
Yerli atalık tohum statüsünü hak etmenin bir ölçüsü varmı?
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak
Ciftcinin atalik tohum ekmesinin onune cok buyuk engeller cikaran sertifikali tohum uygulamasi var (bazi uygulamalar, yavas yavas, birden tepki cekmeyecek sekilde hayata geciriliyor). Eger tohum sirketi, devletin sertifika onayi vermedigi tohumu uretemiyorsa ve ayni devlet ciftciye sertifikasiz tohum ekemeyecegini soyluyorsa, bu ne demek oluyor? Sertifika verilen atalik tohum sayisi gittikce azalmiyor mu? Gen havuzu, Aci Kil Biber, Pala Patlican, Kirkagac Kavunu gibi cesitler cercevesine indirilip iyice daraltilmis olmuyor mu?
|
Aynı düşünceleri paylaştığımızın farkında mısınız? TİGEM'in "Sertifikalı tohum kullan %25 ürün artışı olsun" anlamında reklamları halen panolarda yer almakta. Şimdi ben elimdeki tohumu sertifikalandırırsam benim ürünüm %25 artacak mı? Ayrıca atalık, yerel tohum olduktan sonra sertifikalı olmasınında bir sakıncası yok. Ancak çiftciye tarım desteği şartını sertifikalı tohum kullanımına bağlanmasına karşıyım. Çiftçi kendi tohumunu kullandığında da destek almalı. Burada anlaşamadığımız bir durum yok sanırım.
"Amacimiz; yerli degil YEREL TOHUMLARIN kullanimini artirmak icin bu tohumlarin uretimini desteklemek ve paylasimina yardimci olmaktir "
Yerli dendiğinde Anadoluya yani bizim topraklarımıza özgü tohum anlaşılır, oysa yerel diyerek dünyanın herhangi bir bölgesinde yetişen yerel tohumu kastettim.