Farkında olmadan varlığından haberdar olmadığımız gruplara girmişiz her nasılsa. Yukarıdaki resim "yerel tohumlarımıza sahip çıkalım" isimli bir gruptan.
Yazılanlar genelde bu gibi grupların anayasası gibi. Tek kelimesi bile doğru değil, bunu siz de biliyorsunuz ama nedense bunları söylemek insanların duymak istedikleri olduğundan mıdır nedir, karşı çıkıp doğrusu budur diyen bir yana, sürekli tekrarlanıyor.
Bu eksende yapılan bir ajitasyon tüm ülkelerdeki tohumculuk mevzuatı, tarlada üretilenin tüketiciye ulaşana kadarki sürecin nasıl şekillendiği, iyi gıda isteyenlerin hareket tarzlarının ne olması gerektiği konusunda hedefi tamamen saptırır.
Tarlada o "
öcü hibridleri" ekenler ellerinde atalık tohum olmadığı ya da bulamadıkları için mi onları ekiyorlar sanıyorsunuz ki? Çiftçi isterse her tohumu bulur. Bu tohumları bulmakta bir sorun yok, hiç biri henüz kaybedilmedi. Mesele tohum değil, mesele o tohumu çiftçiye ektirip ürünü de aracının eline geçmeden tüketiciye ulaştırmakta. İşte o zaman yerli, yerel, atalık, geleneksel, her ne derseniz deyin, o tohumlar, çiftçiler ve tüketiciler kazanır. Yukarıdaki yazıyla bir şeye varılmaz, ya da tekellerin ve aracıların istediği gibi havanda su dövülmüş olur.