View Single Post
Eski 17-12-2014, 16:20   #29
Atptlg
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 17-12-2014
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 2
Kuyruk acısı

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Oğuz Karsan Mesajı Göster
Merhaba,

Birilerinin Kral çıplak deme zamanı geldi galiba. Yeni yeni şeyler öğreniyorum. Bunların arasında en önemli olanı şu; Anayasamız,Kanunlarımız ve hukuk bu uygulama alanlarının hepsi birbiriyle çelişiyor. Diğer kanunları pek araştırmadım. Ama Orman Hukukunu etraflıca araştırdım. 3116,6831,3402,4785,5658,1744,2896,3373,sayılı kanunlarla, Orman mevzuatı ile ilgili Yargıtay kararlarını inceledim.

Bütün kanunlardaki ortak taraf cezalarla dolu oldukları halde ormanları koruyamamış olmaları. Ormanlarımızın hali ortada.

Bu arada kanunlar yetmemiş bir sürü ek maddeler,yönetmelikler ve mevzuat birbirine karışmış,Aynı durumda olan araziler ile ilgili farklı kararlar ortaya çıkınca, Karışıklığı hukuken gidermeye çalışan sistem bu defa farklı yargıtay kararları üretmiş. Yargıtay kararlarındaki farklılıklar Hukuk genel kurul kararlarına ve İçtihatı birleştirme kararlarına da sıçramış.

Karışıklığı ormanın yararına kullanmaya çalışan yöneticiler de, başka hukuksuzluklara imza atmışlar. Benim anlayabildiğim bu.

İddiam ise şu; Bu gün yönetmeliği olmasına rağmen orman sayılmayan yer yoktur.

Eğer isterse, bir orman şefi,muavini veya bir başka görevlisi bir tutanak düzenleyip" filan yer orman sayılmayan alandır. Ancak, filan haritaya ve filan hava fotoğrafı veya eski memleket haritasına göre orman olabilir " derse Türkiye Cumhuriyetinde orası orman oluverir.

Kanunlar yok mu? Var. Kadastro geçmedi mi? Geçti. Orman Kadastrosuda geçti mi? O da geçti. Peki Tapusu yok mu? Var. O zaman neden diye soramazsınız.

Orman Müdürlüğünden mahkemeye tescile tabi ve orjinal haritadan farklı boyanmış bir fotokopi ile karanlık çekilmiş bir memleket haritası fotokopisi sunulur. Gerisi malum. Türkiye Cumhuriyetinin bir sürü kanununa ve yönetmeliğine göre düzenlenen kapı gibi tapusu sabun köpüğü gibi uçar gider.

Başımıza gelen bu olaydan sonra araştırdıkça daha da vahim olan şeyler ile karşılaştım. Temyiz aşamasında kullanabilmek amacıyla Orman Tahdit Haritasının bir örneğini ancak 2 ayda ve 5 dilekçeden sonra elde edebildim. Orman Bölge Müdürlüğünden ise şikayetlerime ve 4982 sayılı bilgi edinme kanununa rağmen cevap alamadım. Hep aynı şeyleri belirtip cevap vermediler.

İşte en vahim olan cevapları da bu yazışmalarda elde ettim. Bir yazıda " Haksız edinimden elde edilmiş tapu" Bir diğerinde ise " Halen yürürlükte olan ormancılık mevzuatına göre mülkiyet belgesi sınırları ayırıcı unsur olarak kabul edilmemektedir." denilmekteydi.

Araştırdım. bir tapunun düzenlenebilmesi için aşağı yukarı 39 imza gerekiyordu. Çünkü önce kadastro geçmesi ve bu iş için iki kere ilam dahil komisyon kararı ve izni,birsürü tutanak sonra orman kadastrosu ve aynı işler ve benzer tutanaklar 3402 ve 2644 sayılı tapulama kanunu ve bu kanunlarda değişiklikler yapan onlarca ek kanun ve mevzuat. Sonunda en büyük mülki amir tarafından düzenlettirilen ve hak sahiplerine dağıtılan kapı gibi tapu. Kısaca bir tapu yanlışlıkla veya kazara düzenlenemez. Mümkün değil.

Yüzlerce kişinin de tutanaklara ve kararlara hep yanlış imzalar atmayacağı süphesizdir. Peki ne olur da bir tapu geçersiz olabilir.

Şöyle olabilir, Başta köy muhtarı ve azaları dahil,yanlışlık yaparlar hadi onlar yanlışlık yaptılar diyelim. Kadastro komisyonunda bulunan ve mahkemeye sunulan hava ve memleket fotoğraflarına bakıp düzenlediklerini yazdıkları tutanakları yanlış düzenlesinler diyelim. Orman Kadastro komisyonu da haritalara ve fotoğraflara bakmasınlar diyelim. Askı sürelerini geçirip de tutanakları imzaladıklarını varsayalım. Bu işlemin tapulama safhası var. Hadi tapudaki memurlar da yanlış yapsınlar. On yıllık itiraz süresi var. Oda geçsin diyelim.Arazi bir başkasına da satılmış ve alacak olan ne olur ne olmaz diye orman idaresine gidip sormuşsa ve ormanla bir ilgisi yok alabilirsiniz de dendiyse ve aradan 6 yıl daha geçtikten sonra ya acaba burası ormanmı diye dava açan bir zihniyete ve davayı kabul edip uydurma haritalara bakarak karar veren hukuka ne denir.?

Bütün bu yapılan yanlışlıkların hesabını sormayıp,kanunlara rağmen sadece tapu sahibini cezalandıranlara ne denir? Demek ki orman sayılmayan yer yok denir.

KRAL ÇIPLAK DENİR.

Saygılar
Arkadaşım ben bir orman mühendisiyim söylediklerini okudum fakat alanında bilginmişcesine yaptığın yorumlar ve kendince yapmış olduğun çıkarımları orman mühendislerine ve orman genel müdürlüğüne mal edemezsin!
Öncelikle şu konuya bir açıklama getireyim orman genel müdürlüğünden önce yapılan
Ormanların sınırlanmasına ilişkin ilk yasa 1937 yılındaki 3116 sayılı yasadır.
bu yasadan sonraki yıllarda yapılan ve 6831 sayılı kanunla devam eden çalışmalar dallanıp budaklanır. Bir yerin evveliyatından kasıt bu yasalarla kurulmuş orman kadastro komisyonları marifetince belirlenip şekillenmiştir.
Bu yazıda çok detaya girmicem fakat bir yerin orman sayılmayan yerlerden olup olmadığına karar verirken Orman İşletme Şefi ilgili yerin evveliyatını incelemek zorundadır! Bir yerin evveliyatı (3116 sayılı yasa baz alınır) Orman ise şuan elinizdeki tapu geçersizdir. Diyeceksiniz ki ozaman elimizde nasıl tapu var? Şöyle ki bir yerde orman kadastrosundan önce imar kadastrosu geçip tapulama yaptıysa bu orman kadastrosunu bağlamaz çünkü yasalar gereği orman arazisi alınıp satılamaz ve mülk edinilemez!
Siz sözde uydur kaydır yapılan işlerden orman işletme şefinin istediği yeri orman yaptığından bahsediyorsunuz elinde yazılı belge harita olmayan bir insan istediği şekilde harita boyasın orman sınır noktalarının yerini haritada nasıl değiştirebilir? Ayrıca yargılamayı yapan hakimler bu kadar cahil midir ki bu kadar kolayca kandırılsın??
Siz babanızdan kalan yerin zamanın da babanızın açmadığını nasıl veya ondan önce ormandan açma yolu ile kullanıma girmediğini nereden biliyorsunuz. siz bilmiyorsunuz ama o yıllara ait haritalarda bu durumlar açık seçik görülebiliyor.
Şunuda belirtmek isterim zamanında cahilliğin verdiği bilgisizliğin verdiği nedenlerle bazı araziler orman mülkiyetine geçmiş olabilir. Bu durumda o arsayı kullanan kişilerin zamanında itiraz süresini kullanmayıp orman kadastrolarının kesinleşmesi ile haklarını kaybettiği doğrudur. Bir kısmıda vergi ödememek için bu arazilerini kasıtlı olarak belirmemiştir. Bu durumlarda orman işletme şeflerinin veya orman mühendislerinin yasal olarak yapacağı herhangi birşey bulunmamaktadır.

Atptlg Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön