Uzun süredir beklediğim Frithia pulchra'nın çiçeğini dün açık olarak yakalayabildim. Tam güneş altında açıyor, ışık biraz azaldığında ise tekrar kapatıyor çiçeğini. Geçen hafta sürekli yağmurlu ve kapalı hava sebebiyle açamamıştı. Bu hafta da apartmanımızın dış cephe mantolaması yapıldığı için mecburen içerde durmak zorunda kaldığından çok fazla açık göremedik ama çok dayanıklı bir çiçekmiş, solmadan uzun süredir bekliyor ve fırsat bulduğu gibi hemen açıyor.
Bugün ayrıca moralimi çok bozan bir olay yaşandı. Mantolama yapıldığından evin tüm camları da naylonlarla örtülmüş durumda. Dolayısıyla ev içi de loş hale geldiğinden, çiçekler bozulmasın diye fırsat buldukça güneş almaları için balkona taşıyordum sukulentlerimi. Ustalar balkonda çalışacakları zaman da tekrar içeri alıyordum. Bugün baktım ustanın biri balkona girmiş, sigarasını içip sukulentlerimi inceliyor. Size engel olur alayım içeri dedim, yok yok çok bişey yapmayacağım, zararı olmaz dedi. Ben yine de almaya niyetlendim, bir zarar görürlerse üzülürüm sonra dedim. Usta da genç biriydi, bayaca ilgilendi bitkilerle, ben dikkat ederim uğraşmayın boşuna hiç birşey olmaz diyince eh iyi madem deyiverdim. Zaten ustanın çalışacağı yerden uzakta, alakasız bir köşecikte duruyorlardı. Bırakıverdim işte.
Daha üstünden iki dakika geçmedi, lithopsun biri saksıdan çıkmış yerde yatıyor, gözünün içine baktığım Aeonium kiwi kırılmış ve Frithia pulchra'nın kendisi gözükmüyor ama yerde kopuk parmakları yuvarlanıyor! Meğer düşürüp de gazetelerin malzemelerin arasına saklamış onu da o işini bitirip gidene kadar görmeyeyim diye. Ben sana demedim mi alayım bunları diye girdim balkona ama artık iş işten geçmiş, ne desem boş. Zaten aymazlığıma gelip onları orda bırakan da benim, suçun büyüğü bende.

Başka bir şey söylemeden hepsini toplayıp çıktım ama canım da çok sıkıldı
Frithia'nın düşmeden sonraki hali
