Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Kudret Tezel
Bu gün 6,5 kg lık ikinci hasadı da yaptık.
|
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Kudret Tezel
Bu gün 6,5 kg lık ikinci hasadı da yaptık.
|
Herkese selamlar,
Sayın hocam, ben de tarım sevdalısıyım ama şimdilik uzaktan seyrediyor gıpta ve hayranlıkla izliyorum. Topraksız tarım ve uygulamalarını ve bilhassa sizin çalışmalarınızı bu sitede takip ettikten sonra bu sevda bana da bulaştı. Şimdiden kendimi bir topraksız tarım sevdalısı olarak görmeye başladım.
Bu konuyu duyduğumdan bu yana 1 hafta 10 gündür ilk etapta öğrendiklerim çerçevesinde ben de balkonumda ufak ta olsa bir başlangıç yapma çabası içindeyim acizane. Bu çerçevede başlangıç olarak katı ortam, zamanlayıcılı, pompa ile beslemeli, manuel besin çözeltisi eklemeli basit ufak bir sistem düşünüyorum. Düşündüğüm düzeneğin şematik çizimini bilhassa sizin ve diğer üstadların görüş ve önerilerine sunuyorum. Dijital zamanlayıcıyı sipariş verdim. Akvaryum kafa motoru ve hava pompasını belirledim. Siparişini vereceğim. Diğer malzemeleri de tedarik etmeye çalışıyorum.
Ancak bunula birlikte hala kafamın bir kenarında bazı sorular kıymık gibi beynimi kemiriyor ve bu çabalarıma gölge düşürüyor. Eğer bu sorularıma siz ve diğer konunun uzmanı arkadaşlar cevap verebilirse çok minnettar kalırım. Sorularımdaki muhtemel cahilliklerim için şimdiden affınıza sığınarak, kusurlarımın konuya çok yabancı olmamdan kaynaklandığını ayrıca sizin ve arkadaşların yetiştirdiğiniz görsel bir şölen olan ürünlerinizi görüp utanarak sıkılarak bu soruları sorduğumu da ayrıca bilmenizi isterim.
1-Topraksız tarımda kullanılan besin eriyikleri tamamen suni kimyasallar değil mi? Öyle ise, şu anda pazarlardan marketlerden alıp yediğimiz sebze meyvelerde var olduğu söylenen tarım ilacı kalıntılarından ne farkı var? Topraklı tarımda meyve sebzelere yüzeyden verilen ilaçların başka türlüsünü biz sebzenin direk bünyesine vermiş olmuyor muyuz? Bu konuda bilimsel çalışmalar mevcut mu?
2-Belki duymuşsunuzdur, Prof. İbrahim Adnan Saraçoğlu, pazardan marketten aldığımız domates, salatalık
vb. sebzelerin, koku ve tat bir yana, %80 inin besin değeri anlamında “ÇÖP”!!! olduğunu iddia ediyor. Bunun kullanılan “HİBRİD” tohumlardan kaynaklandığını, bu tohumların normal tohumlara göre daha verimli olduğunu ancak %80 oranında besin değerinin azalmış olduğunu söylüyor.
Sizin ve diğer arkadaşların topraksız tarımda kullandıkları tohumlar, hibrid mi organik mi veya ne türdür?
Bu şekilde yetişen ürünlerin besin değeri, normal toprakta yetişene göre aynı mıdır? Veya normale göre herhangi bir (kimyasal besinlerden dolayı) zararı var mıdır?
Bu soruları sormamın sebebi, çocukluğumda küçük de olsa bahçemizde yetiştirdiğimiz sebze meyvelerle olan muaşakamdır. Benim çocukluğumda, bahçemizde, çok güzel domates, salatalık, fasulye, kabak, biber, karpuz
vb yetişirdi. Domateslerin kokusu hala belleğimdedir. Rahmetli babam, özene bezen tumpları hazırlar Eminönü’nden aldığı fideleri güzelce diker, can suyunu veridi. Sonra çevrede mevcut bazı ufak mandıralardan getirdiği “yanmış gübre” ile bir kapta su içinde iyice eritir ve bunu sebzelerin dibine azar azar verirdi. Yanmış gübrenin üzerini toprakla güzelce örter ve zaman zaman bu gübrelemeyi yapardı. Bazen bahçeyi bellerken toprağa biraz yıkanmış deniz kumu katardı. O güzelim bahçe bir orman gibi yemyeşil olur, sabahları leğen ile domatesler, salatalıklar, fasulyeler toplanırdı. Öyle ayda bir filan değil hemen hemen her sabah bayağı bir şeyler toplanırdı.
Kusura bakmayın biraz uzattım. Ama mazur görün, elbette ki topraksız tarımın topraklı doğal tarımın yerini tutması mümkün değil. Sadece anlamak istediğim husus topraksız tarım usulleri ve kimyasal besin eriyikleri ile yetiştirilen ürünlerin besin değeri normale göre nedir ve sağlık yönünden herhangi bir zararı var mıdır acaba? Bu konuda bilimsel bir çalışma dünyada yapılmış mıdır? Siz veya bilen arkadaşlar bu konuda bilgi verirse çok makbule geçecek.
3-Bu sorular bir yana, ben bu sistemi kurabilirsem, sizden biraz tohum ve besin maddesi rica edeceğim. Sistem üzerinde sizlerin görüş ve önerileri çerçevesinde düzeneği kurduktan sonra sizinle bu konuda irtibata geçmek isterim müsaade ederseniz.
4-Bu sistemde bitkiler balkonda tül perde gerisinde kalırsa sorun olur mu? Balkon iyi güneş alıyor.
5-Ben şimdilik yarı otomatik düzenekte, PH-EC kontrolü yapamayacağım için, depoya günlük veya haftalık olarak uygun PH-EC si hazırlanmış eriyik çözeltisinden eksilen miktar kadar eklemeyi düşünüyorum (Depo içine cetveli bunun için yerleştireceğim-birimleri L veya mL olarak işaretleyeceğim. Uygun mu?
Şimdilik aklıma gelen soru ve düşüncelerim bunlar. Değerli cevaplarınızı ve değerlendirmelerinizi beklerken, size ve bu güzel çalışmaları bize tanıtıp öğreten çok değerli bilgilerini ve tecrübelerini aktaran herkese saygılarımı sunuyorum. Sağlıcakla kalın.
Metin Baykara