Biliyorum sizleri de çok üzdüm ama elimde değil arkadaşlar. Bugün 56. gün ve kınalı kuzum hala yok! Sizinle bir şeyler paylaşmak istesem de tıkanıp kalıyorum. Zaten fotoğraf karelerine Fincan'ım girmeyince öyle güzel gözükmüyor gözüme. Zeytin'i ise terasa değil merdivenlere dahi çıkartmıyorum. Dışarıdan korkması için elimden geleni yapıyorum.
Hoş, bitkilerimin de pek iyi durumda olduğu söylenemez ya! Sıcaklar en ağır darbeyi vurdu aslında. Bu arada ben de fazla ilgilenemedim onlarla. Bahçedekiler neredeyse tamamen ölmüş durumda. Boş saksıların tepesinde yaklaşık üç aylık olan minik piliçlerim ve bahçede yerleşik olan birkaç kedicik oynaşıyor. Yıkılan binanın yeri doldurulmadığı sürece bahçeyi aktif hale getirmek mümkün olmayacak gibi.
Terastakiler de ona keza. Mucize bebeği annesi terasa taşıdı. Çok güzel ve oyuncu bir kız ufaklık. Özellikle sukulent yapraklarını oyuncak etti kendine. Neyse ki çok güzel bir aileye yuvalandırdım. Yıkadım, pakladım çok mutlu olacağı bir ortama gönderdim. Annesi terasta takılmaya devam ediyor. En kısa sürede kısırlaştırılacaklar listesinde.
Bir de Zeytin'im var ki... İyi ki de var. Benim yakışıklı oğlum olmasa ne yapardım acaba bu zor günlerimde ben? 8 Eylül'de 6 aylık olacak tosunum. Fincan'a göre çok farklı bir karakteri var oğlumun ama o da çok özel bir can... Tüm canlar gibi...
