View Single Post
Eski 29-07-2014, 11:43   #20
loveforlife
Ağaç Dostu
 
loveforlife's Avatar
 
Giriş Tarihi: 21-05-2012
Şehir: BURSA
Mesajlar: 3,079
Fincan’ım! Bugün doğum günümmüş ya hani; kaç kişi anlayabilir ki, senin yokluğunda 18 gündür defalarca öldüğümü, tükendiğimi? Tarifi imkansız, öyle bir yürek acısı ki! Kınalı kuzum, çok özledim seni!

Sen, rüyalarımla gelensin bana. Aslında 3 yıl önce rüyalarımla girdin hayatıma. Hastalığımın en ağır olduğu günlerdi. Büyük acılarım vardı. Sol gözüm karanlığa gömülmüştü de; üzmemek adına sevdiklerimi şakaya vuruyordum, belli etmek istemiyordum çektiklerimi. Sonra seni gördüm rüyamda. Bir adamın elinde, minicik bir yavru pisi. Adam diyordu ki; “bak o da tıpkı senin gibi, görmüyor sol gözü. Ona bakarsan, adını ‘FİNCAN’ koy. Kırk yıllık sevap yazılacak sana, bakarsan ona!”…

Yaklaşık bir yılım geçti hastane odalarında. Hep seni sayıkladım, hep seni bulacağım günü bekledim. Ta ki iki yıl öncenin eylülüne dek. Aslında o günlerde de iyi değildim pek. Hastaneden dönüşte ilaçları almak için eczaneye gitmiştim. Dönüşte akşam olmak üzereydi. O günlerde sağ gözümde de hasar olduğu için hava kararınca görmem daha zor oluyordu. Sen beni çağırdın sanki de yolun karşısına geçtim garip bir şekilde. Oysa karşıya geçmesem, daha kolay gelebilirdim eve. Vızır vızır trafiğin içinde koşan minik bir şey gördüm bir anda. İşte sendin o; başkalarına göre çirkin, bana göre dünyalar güzeli kızım. Arabaların altından aldım seni ve başladım annenin olup olmadığını soruşturmaya. Sonra öğrendim ki yarım saat kadar önce birileri bir arabadan atmış seni. Öylece şaşkın, kucağımda durmuş kolumu emmeye çalışırken sen; akşamın o saatinde ne işi varsa sokakları süpüren bir çöpçü yanaştı yanıma ve dedi ki: “Al kızım götür onu evine, çok sevabı olur sana… Biliyor musun ben kaç tane cana yetişiyorum?” Renginden sonra bu sözlerin de rüyamdaki gibi gerçekleşmesiyle sarılıp sana geldik ömür boyu beraber olmak üzere evimize. Annem kapıyı açtığında “FİNCAN” geldi dedim. O sırada annem yüzüne dikkatli bakınca sol gözünde bir şey olduğunu fark etti. Ertesi gün veterinere gittiğimizde, veteriner de sol gözünün görmediğini söyledi.

Sen artık benim asla vazgeçmeyeceğim kınalı kuzum, FİNCAN’ımdın. Öyle minik ve zayıftın ki! Beni hep annen sandın. Hatta sen “anne” dedin hep bana… Kulağımı emmekten neredeyse hiç vazgeçemedin. Hele beni o kucaklaman, bana sarılman yok mu! Sarlıp uyurdun ya, meşhur ninnimiz eşliğinde:“kuzusu da kuzusu, annesinin kınalı da kuzusu!” Söylemezsem ninnini uyanır da söylemem için uyarırdın sen beni.

Hiçbir zaman obur bir kedi olmadın. Sadece kuru maman ve olmazsa olmaz haşlanmış kuzu ciğerin... Minicik bir parçayı geçmezdin. Patini çatal gibi kullanarak keyifle yerdin ciğerini. Ne tezgah üstüne çıktın, ne yemek masasına. Başka bir şeyi versek dahi yemedin. Fıtratında olsa da ne balığa ne de ete yan baktın. Kuşlarımız hep kardeşlerindi. Yanyana gezdin, arkadaşlık ettin onlarla. Onlarca civcivimize ablalık ettin de “çoban kedisi FİNCAN” dedim sana. Sen tüm canlıları sevdin. Çiçeklerimiz bile kardeşlerindi ya hani, hep poz verirdin onlarla…

Sen benim şifacımdın. Bu iki yıl zarfında çok zor zamanlarım oldu yine, hastanede kalmam gerekti çoğu kere. Evde kıpırdayamadan yattığım zamanlarda, hep yanımdan ayrılmamasıya yattın benimle. Hatta acımın en fazla olduğu yerlere yaptığın masajla rahatlattın beni çoğu kere. Göğsümde yatıp o gırıl gırıl uyuman yok mu! Kullandığım kutular dolusu ilaçtan daha ilaçtın, şifaydın sen bana…

Tek tahammül edemediğin eve gelip giden başka pisiciklerdi. Çok kıskanırdın onları. Sadece senin annen olmamı isterdin. Yine de konuşunca bilge bir insan gibi dinlerdin beni ve kabul ederdin gelenleri. Hayatımıza ansızın girip, çabucak melek olup bizi bırakıp giden Mercan’a bile razı olmuştun. Sonra Panda’nın yavruları annesiz kalınca onları eve almama hiç ses etmedin. Hatta onları beslerken bir anne misali telaşeleniyordun sen de. Sonra onları yaladın, annelik yaptın adeta… Zeytin ve Çakıl’ın da teyzeleri oldun, razı oldun yuvanı paylaşmaya.

Seninle geçen her anım öyle güzel ki!...
……………………………….

Nasıl gittin bebeğim, niçin bindin o kötü insanın arabasına? Nerelerdesin şimdi? Ne bulur, ne yersin? Sen arabalardan çok korkarsın ki! Oralar arabalarla dolu…. Sen benim sevgi pıtırcığımsın ya, kendini sevdirmeye bayılırsın ya, tanımadığın insanlara sevdirmezsin kendini. Sevgiye de acıkmışsındır şimdi!

Çok canım acıyor kınalı kuzum… Gel artık Fincan’ım. Gel ki, yeniden doğayım seninle. Hiçbir şey dolduramıyor yerini. Sen çok akıllı bir cansın. Diyorlar ki kediler evini bulurmuş. 18 gün geçse de gelirsin annene, bulursun yolu değil mi? Ben biliyorum, sen de beni arıyorsun şimdi. Yoksa ayrılmazdın oralardan, bulurdum seni. O kadar çok aradık ki! Gözyaşlarımı durduramıyorum. Ömrümde ilk kez bir doğum günü hediyesi istiyorum. Seni çok özlüyorum. Sensiz doğum günü ne ki, her gün tekrar ölüyorum!

Rabbim bir mucize göster….

(Doğum günümü hatırlayan, hatırlamayan tüm dostlarımdan sadece dua istiyorum. Çok teşekkür ederim)
Name:  IMG_2335.jpg
Views: 649
Size:  29.4 KB

loveforlife Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön