Açıklamayı dağlardan köküyle sökülerek götürülmek istenen endemik ve genellikle soğanlı bitkiler için yazıyor gibi başlamışlar, sonra misyonlarına ve tüzüklerindeki birinci maddeye dönerek tohumlara gelmişler. Köküyle, soğanıyla sökülen bitkinin, nesil tükenmesine sebep olacağı, dağıtılan tohumun ise aksine paylaşılan bilgi gibi çoğalmaya sebep olacağını istiklal marşından alıntılar yaparak örtmeye çalışmışlar.
- Bu alt birlik ve üstündeki birlik yurt dışındaki tohum tekelleriyle ilişkisiz olsaydı,
- üyelerinin hepsi %100 Türk sermayeli olsaydı ve içlerinde GDO şirketleri olmasaydı,
- ihracat dahil hiç bir şekilde türlü sebeplerle yurt dışına tohum çıkartmıyor olsalardı,
- tohum satabilmek için memlelet memleket gezmiyor olsalardı,
- yurt dışından gelme hibridlerle memleketi doldurup Anadolu ırklarını yok edecek bir politikanın parçası olmamış olsalardı,
- ülkedeki tüm tohum çeşitlerini tekellerine alıp sedece kendilerinin bu tohumlara hakim ve söz hakkı sahibi olduğu yönünde fiil içinde olmamış olsalardı
bu yaptıkları açıklama belki kendi içinde tutarlı olabilirdi.
Oysa, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.