View Single Post
Eski 18-07-2014, 03:11   #11
birnefestoprak
Ağaç Dostu
 
birnefestoprak's Avatar
 
Giriş Tarihi: 14-07-2012
Şehir: Ankara/Morgantown
Mesajlar: 2,797
Alıntı:
Bunlardan biri ABD'li "Seed Saver Exchange" (Tohum koruyucuları Takası - şeklinde çevrilebilir) 37 yıllık geçmiş olan muhtemelen binlerce üyesi olan kâr amacı gütmeyen bir organizasyon.
Bu dernegin arsivindeki Turk kolleksiyonunu kurumun tohum kolleksiyonlari teknisyeniyle toplamda saatler suren e-posta yazismalari ve telefon gorusmeleriyle ayrintilarina inerek disari cikardim (ucretini odeyerek cunku boyle derneklerin ayakta kalabilmesi, sosyal sorumluluk projelerini devam ettirmeleri icin gelir elde etmeleri gerek ki verdigim para helal olsun). Adamlar, "ya kardesim bize ne Turk tohumlarindan, onlara da Turkler sahip ciksinlar" dememisler, internet ustunden bile satisa cikarmayip (hicbir yerde bulamazsiniz) her sene ekerek tohum devamliligini sagliyorlar; vizyon meselesi. Konuyla ugrasmadan, ozel olarak ilgilenmeden bulabileceginiz tohumlar degil bunlar. Bu kurumdan simdilik cikardigim yerli tohum cesitlerinin listesi (kimisi belki hala cok kisitli alanlarda ekiliyor olabilir, bilmiyorum):

1 adet pancar
3 adet patlican
12 adet marul
1 adet kavun
3 adet biber
4 adet domates

Toplamda 24 cesit. Marulda bile yaygin olarak bilinen geleneksel cesit sayisi 3-4'u gecmezken (or. Yedikule, Arap Saci vs), ne bulunmaz bir nimet degil mi?
Domateslerden biri yukarda tanittigim Heybetli. Kavun yine yukardaki yumurta buyuklugunde meyve veren kavun. Her ikisi de bu seneki tohum etkinliginde proje gonullulerine dagitmayi dusundugum cok nadir ve onemli tohumlar. Bunlarin disinda su anda uretimde olan ve Ankara menseyli bir biber var; ayni bitki ustunde hem aci hem tatli meyve veriyor (Demre degil).

Yukarda, bahce sayfasinda tanittigim ve soz konusu arsivden cikardigim cesitlerin her ikisi de cok degerli. Heybetli, abartmis olmayayim ama birkac sene icinde lezzet/verim/diger bitki ozellikleri acisindan cok yukarilarda yer alacak bir cesit; uluslararasi taninirlik kazanirsa sasirmam. Peki biz napiyoruz? "Aman taninmasin, birsey yaparlar" diyoruz. Bunu diyenlerin cogunu, yabanci geleneksel cesitlere ait tohumlari satin almak icin birbiriyle yarisirken goruyoruz ustelik. Peki yerli cesitleri nasil koruma altina alacaksiniz? Sadece bizde kalsin, baska yere gitmesin demis birileri, baska birileri de ellerini ovusturarak bunun olmasini keyifle izlemis, sonra tam bir sarsici darbeyle hukumet 2006'da tohumculuk yasasini cikarmis, ondan sonra herkes sudan cikmis baliga donmus. O zamana kadar akliniz nerdeydi? Simdi millet telasta, tohumlari nasil koruyacagiz, aman sahip cikalim takas yapalim. Anadolu'daki ciftcilerin de "ya kardesim bu hukumetin cikardigi yasa da ne kadar utanc verici, hemen degistirilmesi lazim" dedigini nadiren duyuyorum (yine de tohumuna sahip cikan koyluler sayesinde bircok cesidin devamliligi saglanmis ama muahafazakarlik yetmiyor, biraz daha genis acidan bakmak gerek).

Peki beni yerli tohumlarla ilgili bu koruma ve yayginlastirma calismalarini yurutmekten hukumet mi alikoyacak (gulusmeler)? Kaldi ki hicbir tohumun genetigini degistirmek imkanim olmadigi gibi, boyle bir niyetim de yok. "Ama sen tohumlari satarsan, genetigiyle oynamak isteyenler tohumlari satin alirlar" ifadesindeki inanilmaz mantik hatasini da aciga cikarmak icin "Sen once kendi safligi bozulmamis tohumuna sahip cik, bunun ekim alanlarinin genislemesini sagla. Isin komplo teorisi boyutuyla ugrasmak icin sarfettigin enerjinin onda birini atalik tohumlarin devamliligini saglamak icin sarfetseydin, bu halde olmazdik" derim. Ozetle, ben tohumlari alacagim, satacagim, cogaltip elinde olmayanlara karsiliksiz gonderecegim, takas yapacagim, bana gondermesi icin insanlardan isteyecegim; elimden ne geliyorsa hepsini gerceklestirecegim.

Alıntı:
ABD her nasılsa yerli atalık tohumların kişi veya küçük aile şirketlerince satılabilmesini henüz yasaklamamış. Bir çok aile şirketi kendi bahçelerinde ürettikleri atalık çeşitlerin tohumlarını satarak dağıtabiliyor.
Bunun yasaklanmasi mumkun degil. Anayasal haklara aykiri. Hukumet, kimseye ekme yasagi getiremez. Bu tip yasaklari getirmeye calisan kurumlarin basi derde girer. Herkes solugu mahkemede alir. GDOlu buyuk aktorlerin devlet kuruluslarina nufuz edip etki alani yaratmaya calistiklari, yasalari kendi cikarlari dogrultusunda duzenlemeye calistiklari dogru (boyle seyler her ulkede olur; bkz sadece GDO alaninda degil baska alanlarda da Turkiye'deki is dunyasi-politika iliskileri) ama isin kisisel ozgurluklerin kisitlanmasi boyutu bambaska bir konu; o tip seyler de iste Turkiye gibi geri kalmis ulkelerde hukumet dayatmasiyla olur. ABD'de tarim uygulamalarinda Avrupa'ya dogru giderek guclenen bir evrilme soz konusu. Artik sadece organik sebze/meyve pazarinin buyumesi degil ayni zamanda artizan peynir, pastorize edilmeden satilan sut urunleri pazarlari, hormonsuz ve antibiyotiksiz yetistirilmis hayvan eti gibi pazarlarda genisleme soz konusu. Diyet urunlerin obezite ustunde yarardan cok zarar olusturdugunu farkedip tam yagli sutun aslinda obeziteye katki sunmadigini, bilhakis yararli oldugunu dillendirmeye bile basladilar.

Konunun bir suru tartisilacak boyutu var ama Turk toplumunda artik her alanda gorulmeye baslanan karsidakini dinlemeden hukme varma, tartismadan yargilama aliskanligindan vazgecilmesi gerekiyor. Bunun icin de yerli yabanci hangi kaynaga ulasilmasi gerekiyorsa bol bol kitap/dergi/yayin okunmasi, internetteki belgesel yayinlarin, videolarin izlenmesi, Bugday Dernegi gibi derneklere destek verilmesi, bunlarin calismalarinin yakindan takip edilmesi sart. Disarda koskoca, butun dinamizmiyle akip giden bir dunya var ve dunya Turkiye'nin etrafinda donmuyor. Bizim insanimizin ve konu ozelinde ciftcimizin de kendi avantajini/dezavantajini, eksisini/artisini, dogrusunu/yanlisini anlamasi, dunyada ciftcilik, toprak isleme, tohum koruma, organik/organik olmayan yontemlerin kullanimi vs gibi konularda yenilige acik olmasi, orenmeye kendiliginden heves duymasi gerekiyor. Evet, ciftcilere verilecek destek ve egitim konularinda devletin hem cok eksiginin hem cok yanlis uygulamalarinin oldugu anlasiliyor ama biraz da insanimizin, ozellikle genc ciftcilerin kendisini gelistirmesi gerek. Ciftcilerden hep duydugumuz bir soz vardir: "Biz burda yasli ciftciler nasil yapiyorsa tarimda onlari uygulariz." Dogrudur; buyuklerin tecrubelerinden, geleneklerden, koklerini Anadolu'ya salmis tarim uygulamalarindan hep ders alinmali ama simdiki ciftcilerin de sonraki nesle birakacak birseyleri olmali.

birnefestoprak Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön