View Single Post
Eski 17-07-2014, 12:27   #158
Seabert74
Ağaç Dostu
 
Seabert74's Avatar
 
Giriş Tarihi: 12-07-2013
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 461
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Ritulan Mesajı Göster
Sevgili seabert ,kayıplara inanın hepimiz üzülüyoruz.ben sizin lithopsunuz olsada üzülüyorum ama bilerek yapmadınız sonuçta üzmeyin kendinizi.bu arada yenileriniz gayet sağlıklı duruyor .aucampiae ler taş gibi oluyorlar gerçekten çok dayanıklılar ama karasmontanalara dikkat edin derim.ben aucampiaelerden hiç kayıp vermedim güneşe karşı da diğerlerinden daha dayanıklılar hiç buruştuklarını görmedim .sağlıkla büyütün.şeyma çiçekçilikten mi bu minikler?
Evet Sn Ritulan, aynı yerden aldım bunları da..
Umarım saglıkla devam ederiz.. Çok teşekkürler


Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi AizoaceaeFAN Mesajı Göster
Sayın Seabert74 ve sizin vesilenizle diğer tüm lithops severler, bu bitkileri yetiştirme hevesinizi ve aynı zamanda da kaybetme üzüntünüzü gayet iyi anlıyorum. Bana 7 yıl önceki halimi hatırlattınız:
Lithops ve diğer mesemb türlerin yetiştiriciliği maalesef bizim Türkiye ikliminde çok zor. Ben bir de bunu Erzurum'da yapmaya çalışıyorum. Yani bu bitkilere olan ilgim ve alakamın 7 yıl öncesi halim içler acısıydı. Çaresizlik ve bilgi eksikliği beni yurt dışındaki yetiştiricilere kadar götürdü. Almadığım bilgi ve yabancı kaynak kalmadı. Hepsinin özeti şu ki herkesin kendi şehrinin hatta kendi evinin sıcak- soğuk, güneşli-güneşsiz oluşuna göre bir yetiştirme tarzı gerektirior bu bitkiler. Bunu da en iyi siz belirleyebilirsiniz.
Benim hem kendi konu başlığımda hem de Lithops konu başlığında onlarca tecrübe paylaşımım var. İşlerimin bana fazla zaman tanımaması açısından artık siteye aktif girmiyorum daha çok instagram kullanıyorum (@mesembmania) ama artık girip herkesin bu konulardaki sorularına eskiden verdiğim gibi tekrar cevap vermeye çalışacağım.
Lithopsların en hassas yeri gövdedir. Yanlışlıkla bir toplu iğne bile değdirseniz oradan mantar kapıp ölür. Bu yüzden bu eşsiz sanat eserini yaratan Allah onu toprağa gömülü yaratmıştır. Hatta öyle ki daha geçen 100-150 yıl öncesine kadar bilinmeyen bir bitki oluşlarının sebebi çöl kumlarıyla çoğunun hiç görünmeyecek şekilde kaplı oluşları. Zaten keşfedilmeleri çiçek borularını uzatıp çiçek açmaları sonucu kumdan çiçek mi çıkarmış diye sorgulayan kaşiflerin kumu hafif temizlemeleriyle ortaya çıkmış.
Lithopslarınızı güneşte unuttuktan sonraki resmine baktımda, lithopslar direkt güneş ışığını tüm vücutlarına alırlarsa (kastım, doğada sadece lithopsların pencere diye tabir edilen üst yaprak lobları toprağın üstündedir gövde ve kök toprağa gömülüdür) geri dönüşsüz olarak umudu kesmelisiniz. Bu yüzden bol ışık alan özellikle güneş olması çok daha iyi ancak sadece pencerelerini toprak üstünde tutabilirseniz (buradaki topraktan kastım toprak, kuvars taş, mermer ve çöl kumu karışımı yani doğal Namibia, Botswana ve Güney Afrika habitat toprağı).
Sulamalarınız mutlaka güneş ışınlarının bitkinize değmesi bittikten sonra olsun. Bitkiniz buruşmadan yeni su vermeyin. Üstten sulayın ki fazla su çıkıp gitsin. Altından sulamayın. Altına su koymayın. Güneşli havada püskürtme yapmayın. Damlacıklar mercek etkisi yapar ve bitkinizi yakar.
Asla soğuk ve güneşsiz havalarda sulamayın. Gübreyi ilkbaharda verin yoksa bitki yazın gübre alırsa toprak bitki için bir ızdırap haline gelir.
Şimdilik aklıma gelenler ve söyleyebileceklerim bu kadar. Buradan sorularınıza her zaman aynı gün geri dönmesem bile en kötü özel mesajla sorabilirsiniz, sorularınıza mutlaka dönüş yaparım.
Sağlıcakla kalın...
Sayın AizoaceaeFAN,
Sizin sayfalarınızın tamamını okumuş ve koleksiyonunuza hayran kalmıştım.. Sayfalarınızı gezdikçe daha çok lithops merakı oluşuyor inanın.. Lütfen paylaşımlarınız daha çok olsun, tecrübelerinize çok ihtiyaç var burada..
Her ne kadar okusam da, malesef tecrübe yaşayarak kazanılıyor..

Kendi durumuma bir yandan da gülüyorum, hatırlar mısınız Zeki Alasya & Metin Akpınar'ın oynadıgı bir reklam vardı ; kızamık aşısını anlatan ..

Metin Akpınar (bir köylü kadınını canlandırırken) , bazı çocuklarının ölüm nedenlerini "Birisini eşek depti, biri kızamıktan öldü, diğeri su çiçeğinden getti" diye anlatıyordu.

Benim lithopslarım da;

Biri fısfısladım, öldü,
Biri yağmurda gitti,
Biri mantardan öldi,
Kalanları da güneş yaktı...

Ağzımızın tadı bozulmasın arkadaşlar, sevgiler

Seabert74 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön