Günlerdir nereye yetişeceğimi, neye endişeleneceğimi şaşırmış haldeyim. Dolayısıyla pek paylaşımda da bulunamaz oldum şu sıralar. Ağrılarım çok artmış durumda. Annemin sağlık durumu da cabası.
Çiçeklerim sıcaktan kavruluyor, sulamaya bile yetişemiyorum. Kaybettiğim bitkiler oldu ne yazık ki... Teras kaktüs dışı bitkiler için böyle havalarda pek uygun değilmiş sanırım.
Bir de Zeytin oğlan hastalandı. Ateş ki ne ateş! 42 derece ateşle alev alev yandı çocuğum. Şükür ki şimdi yeniden oyunlar oynamaya koyuldu... Oyundan yorulduğu anlarda bir yerlerde serilip uyuyakalıyor...
Bitişik binanın sokak kapısını kapatma zahmetinde bulunmayan komşular nedeniyle bir misafirim daha oldu... Pamuk Hanım...

O, benim sokakta baktığım canlardan biri. Yan binanın kapısından girip onların terasından bizim terasa geçmiş, oradan da bodruma... Bakın bodrumdaki sürprizimize...

Olayın ortaya çıkmasına gelince...
Normalde çok uysal bir kedidir Pamuk. Uslu uslu yemeğini yer, hiç sesi bile duyulmaz. Çok da zayıftır. Onun akranı kediler doğum yaptığı halde o hiç doğurmadığı için, doğuştan kısır olduğunu zannediyordum. Ogün onu terasta görünce şaşırdım. Mama ve su koydum. Önce bana tısladı, sonra Fincan Hanım'ı bir güzel sopaladı. Sonra hızla bodruma indi.
Ben de arkasından indim ama bizimki yok ortalıkta. Biraz arayınca bir kutunun üzerinde oturduğunu gördüm. Kovuyorum, bana tıslıyor. İyiden iyiye şaşırdım. Bir sopayla kutunun kapağını açtırınca minik bir grili kedicik olduğunu gördüm, şaşkına döndüm bir anda. Orayı seçmiş doğum için... Lakin ikinci kez indiğimde bodrumda bulamadım yavruyu. İtinayla saklamış. Kendi gidip geldi 2-3 gün. Ben de mama ve suyunu vermeye devam ettim. Sonra bir gün baktım 3 bina ötedeki komşunun terasında bizimki. Miyavlayıp duruyor. Komşu da dedi ki, sarılı beyazlı bir kedi bizim terasta grili bir yavru emziriyor. Bizimki yavrusunu taşımış dedim. Taşımış da, niye bu kadar huzursuz, sürekli bağırıyor endişesini de yaşıyorum. 3 gün bağırındı hayvan. Komşuya soruyorum, burada yavrusunu emziriyor diyor. O komşunun merdiven boşluğunda da yeni doğum yapmış bir kedicik ve yavruları var şu sıralar. 3. gün o kediye mama götürmeye gittiğimde, hani bizim pamuğun yavrusu dedim. Meğer bizimkinin yavrusu değilmiş o... Bir Tekir kız var, o da bir tanecik doğurmuş oraya. O emziriyormuş. Bizim Pamuk kız ise mahsur kalmış orada. İndirmeye çalıştım inmedi. Eve gelip bodruma indim. Derinden bir ses geliyor ama kesinlikle bulamadım yavruyu. Yine komşuya gidip yalvar yakar binanın ve terasın bütün kapılarını açtırdım. İndirmeyi başardım. Bizim binaya soktum anneyi. Nasıl oldu bilmiyorum ama yeni doğmuş bir bebek 3 gün annesiz yaşamış... Şimdi onun adı Mucize! Mucize bebeği sevmeme izin vermiyor annesi henüz. Çok güzel annelik yapıyor.
Bu arada yine bir başka komşunun bahçesine yavrulayan bir kediciğin yavrularını seviyorum... Hangi kedi mi? Bizim Panda. Smokinlilerin annesi. Kısırlaştırma için kendini toparlasın diye beklerken bir daha yavruladı, hem de 5 tane... Onlardan birinin de gözü çok kötü olmuş ne yazık ki... Tedavi etmeye çalışıyorum.
Öyle güzeller ki...
