Bu arada son yayınlarda Chandler’in meyve verme özelliklerinden dolayı çitvari budamasının 3 yıllık sirkülasyonla yapılması ( Bir yıl çitin bir yüzü, bir yıl diğer yüzü, bir yıl bekleme) öneriliyor. İspanya da uygulamayı bu şekilde değiştirmiş.
Şimdi artık meselenin özüne geliyorum. Dünyada bunlar olup biterken, 40 yıldır kullanılmakta olan çit dikimi ve çit tarzı yetiştiricilik meselesinde biz neredeyiz?
- Ülkemizde çit yetiştiriciliği tarzında işletilen tek bir bahçe dahi yok.
- Bilebildiğim kadarıyla kullanılmakta olan bir çitvari budama makinası da yok.
- Çit dikimi için en uygun türler kabul edilen Tulare ve Howard, nispeten uygun türler kabul edilen vina, payne, ashley türleri (en azından bakanlığın tescil listesinde) yok.
- Bu yetiştiricilik sisteminin gereği olan erken yaşta çok verimi sağlayan paradox anacı yok.
- Keza yüksek verimi sağlayan ve idame ettirebilen 2. önemli faktör olan, Amerikalıların ‘rejuvenating hedge cut’ dedikleri ‘canlandırıcı çit budaması’ uygulaması yok.
- Üniversite – özel sektör işbirliğiyle yapılmış, juglans regia anacı üzerindeki Chandler’a ait verim çalışmaları yok.
Peki neler var?
- Kaliforniya’da ve paradox anacında dahi çit tarzında yetiştirilmesinin ekonomik olup olmayacağı tartışmalı olan Chandler’in, juglans regia anacı üzerindeyken de çit dikimine uygun olduğu iddiasıyla pazarlanması var.( Vaadedilen değerler de Kaliforniya’da bu yetiştiricilik tarzıyla elde edilebilen değerlerin çok üzerinde. Kaliforniya’da en optimum koşullarda ve paradox anacı üzerinde verim maksimum 600-700 kg/da. Bizdeki malum kitapta 7x7 dikilmiş bir bahçede 20 yaşındaki ithal cevizde vaat edilen verim 1400 kg/da iç ceviz = 2800 kg/da kabuklu ceviz

)
- Bu propagandaların etkisiyle ve çok karlı bir yatırım olduğu düşüncesiyle bu işe girişen veya girişmeyi düşünen yüzlerce küçük büyük yatırımcı var.
- Çit dikimi ve çit tarzı yetiştiricilikle çok büyük kazanç beklentileri nedeniyle, tam da forumdaki ağabeyleri haklı çıkartacak bir fidancıları zengin etme furyası, fidan satışı patlaması var.
Türkiye’de şu anda fiilen uygulanan sistem, çit dikiminin yapılıp, çit tarzı yetiştiriciliğin yapılmaması. Sonradan çıkarılmak üzere birim alana fazla sayıda fidan dikiliyor, ağaçlar gene tek tek modifiye doruk dallı sistemle terbiye ediliyor, işletme müddeti boyunca elle tek tek budanıyor. Türkiye’de çit tarzı dikimin öncülerinden Sn.İbrahim Balkal’ın Özyurt Arda Fidancılık adlı sitesinin bilgiler bölümünde uyguladıkları budama sistemi detaylı şekilde anlatılıyor. Amaç, aradaki fidanların olabildiğince geç çıkarılması. Arda fidancılık, dürüstçe Türkiye’de Kaliforniya verim rakamlarına yaklaşan bir işletme olmadığını söylüyor , ama kendi uyguladıkları yöntemle elde edilmiş verim hakkında (henüz) bir bilgi verilmemiş.
Peki bu yöntem kötü mü? Hayır, bence özellikle benimki gibi killi, nispeten marjinal, ağaç cüsselerinin küçük, gelişmelerinin yavaş olmasının beklenebileceği topraklarda, araların boş kalmasındansa, yıllarca verim alınması son derece mantıklı. Kötü olan bir şey varsa, bazı fidancıların çit yetiştiriciliği sistemiyle ABD’de elde edilen verim değerlerinin burada ve bu yöntemle de elde edileceği beklentisini yaratması.
Kanaatime göre Türkiye’de zaten toprağı kuvvetli olup, araların hızlıca kapanacağı bahçelerde kesinlikle standart aralık mesafelerde dikim yapılmalıdır. Çit tarzı yetiştiriciliğin hiçbir gereği uygulanmazken, çit dikimi için yapılacak onca ekstra fidan alımı, çukur açma, dikim, bakım, gübreleme, budama , sonra da aradan çıkarma masraflarının o sürede geri alınması bence imkansız.
Son bir söz: Bizler bu kafayla gider ve dünyadaki gelişmelere ayak uydurmazsak, daha uzun bir süre tek tek fidanlarımızla, ağaçlarımızla uğraşır, forumda fidanın 3 no’lu dalını mı çıkaralım, 4 no’luyu mu kısaltalım diye ağabeylere sorarız. Vatandaş da, artık pazarında marketinde Niksar veya Kaman cevizi diye pazarlanan Şili ve Kaliforniya Chandler'larını yemeğe devam eder.