İnternetimin bozuk olduğu ve siteye giremediğim zamanlarda ardiye-depoyu temizleme ve yerleştirme işine koyuldum.
Oğlum 6x3.5 m lik bir konteyner yolladı. İçine de bir yığın monte edilecek çelik raf koymuş.
Rafları monte etmek de pek kolay bir iş değilmiş hani. Hem kollarımda, hem kalçalarımda çürümedik yer kalmadı. Çünkü ili elim yetmeyince desteği ya omzumla ya da kalçamla verdiğimden her yanımı çürütmüşüm.
Bir yandan cıvata-somun sık, rafı monte et, oynamasın diye üçgen çubuk tak... yani uğraş dur.
Tam 13 tane tavana kadar raf yaptık. Tabii bu arada Oğuzla da bol bol kavga ettik. Ben sol tarafı monteliyorum o sağı, ama delik sayısını doğru saymayınca raf yamuk oluyor, sil baştan.
Depo, depo olalı böyle bir intizam görmedi.
Ardiyede iki oda var. Birini aletlere ve bahçe ilaçlarına, oğlumun gönderdiği kitap kolilerine, bahçe malzemelerine ayırdım.
İnsektisitler, fungasitler, herbisitler, gübreler ayrı ayrı yerlerini buldu.
Diğer odaya da erzak, reçel, salça ve mutfakta kullanılacak kap kacak için yerleştirdim.