Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi YeniGine
Ama Sayın Lilium ben de sormak istiyorum çok üzülerek, içim yana yana  bağ-bahçe-tarla-toprak-su-hayvan mı kaldı da köylünün içine girmek gerekir. Köylü bile artık yok ki, köylü bile köyünü terketmek zorunda.
Ve şimdi yeni çıkardıkları maden ve enerji yasasıyla tüm zeytinlikler katledilecek oralarda madenler çıkarılacak, zehirleri sularımıza karışacak, çevreyi yok edecek termik santraller kurulacak biz de dünyanın en iyi zeytin ve zeytinyağı üreticisi olarak bunlardan mahrum kalıp, her konuda olduğu gibi dışarıya mahkum kalacağız.
Bu durumda biz hangi köylüden bahsediyoruz ki?..  Çok üzgünüm.
|
Sayın YeniGine, işin bu yönü konunun başka bir yüzü, haksız da değilsiniz, konuya bu taraftan bakacak olursak tüm sucuda köylüye yüklemek haksızlık olur, köylümüzün hataları da yok değil tabi ki var, ama köylüyü de köyünde eğitmek yaşatmak için de yaşamsal olan maddi manevi değerleri planlamaları yaparak köylünün önünü görmesini sağlayan devlet olmalı, şimdi her şeyi devletten beklememeliyiz gibi alışıla gelmiş cevaplar gelebilir, köylü her şeyi devletten beklemiyor zaten, planlama yapsın önünü görsün o yeter, en basiti olarak ububat fiatını dahi hasat ettikten sonra öğreniyor.
Aslında çok yazıp çizmeyede gerek yok, bir siyasetcimizin yıllar önce dediği cümleler arasında bazı gerçekler gizli,
"Biz şimdiye kadar tarım ülkesiydik bundan sonra sanayi ülkesi olacağız" cümlelerini hatırlayınız, hani bir verip üç alan başbakan.
Tarım da da bir verip üç aldı.
Bu dönemden sonra tarım daima tökezletildi bilerek ihmal edildi ve köylü ne yapacağını şaşırdı, iki arada bir dere de ne yapacağını şehiremi gidem fabrikada bir iş mi bulayım bocalaması yaşıyor bu bocalamayla köylerimiz boşalıyor,
Eh şimdide yeni yasayla köyler mahallede oldu artık sokaklarımızda hayvan, hayvan tezeği kokusuda istemeyiz.