...DEVAM...
Kütüklerin üzerine beş çuval dolusu sonbaharda dökülen ve yakınımızda bolca bulunan çınar yapraklarından döktük.
Aralarda tabiî ki daha başka ağaçların yaprakları da vardı. Yukarıda da yazdığım gibi bu yapraklar kasım ayından bu yana ayrışmaya başlamışlardı. Yaprakları olduğu gibi değil de parçalara ayırarak buraya dökmek tabii ki ayrışmayı ve topraklaşmayı hızlandırırdı ancak bunun için ne zamanımız, ne de isteğimiz yoktu.
Bu işi mikroorganizmalara, solucan ve benzeri hayvanlara ve ekeceğimiz tohumlardan çıkacak bitki köklerine bıraktık. Bir sezon sonunda sonuçları birlikte göreceğiz.
Yapraklarla beraber gelen pek çok eklembacaklı ve solucan da bizim gözle görebildiklerimizdi; göremediğimiz çok daha fazla çeşitte ve sayıda daha başka canlıları da yeni yuvalarına taşımış oluyorduk. Yukarıda bakterilerden ve mantarlardan bahsetmiştim. Burada bahsi geçen canlılar da küçüğüyle büyüğüyle hayvanlar olsun.
Bu yeni ortamlarındaki organik madde miktarı ve daha aşağıdaki kütük ve benzeri maddeler nemi tutacakları ve -dolaylı veya dolaysız- besin sağlayacakları için solucanlar ve daha pek çok canlı için uygun ortam yaratmada yardımcı olurlar.
Uygun ortam ise kimi canlıların aktif olma sürelerini arttırır. Kuru yaz aylarında ve soğuk kış aylarında uykuda olan solucanlar böyle bir yatak sayesinde daha erken uyanır ve daha geç uyurlar çünkü toprak ısısını daha iyi korur ve nemini daha geç kaybeder.
Her bir canlının kendine has yararları varsa da toprak solucanları boyutları itibariyle en bilinenlerden olmalarının yanı sıra toprağı iyileştirme özellikleriyle de vazgeçilmezlerden biri.
Toprağı içlerinden geçirip dışkıladıklarında sindirimlerinden geçen organik maddeleri bitkiler için harika bir besine dönüştürmüş oldukları gibi salgılarıyla toprağın kıvamını düzenliyorlar. Aynı salgılar açtıkları tünellerin yüzeyini de sağlamlaştırarak bu boşlukların olabildiğince dayanmasını sağlıyorlar.
Besin yönünden zenginleşmiş bu boşluklar bitki köklerinin işini de kolaylaştırıyor. Solucanlar beslenerek dolaştıkça toprağı karıştırmış oldukları gibi alt tabakalara üst tabakalarda bulunan besinleri indirerek mikroorganizma faaliyetlerini daha derinliklerde sürmesine destek oluyorlar.
Aynı zamanda toprağı havalandırmış olup drenajına da katkıda bulunuyorlar. Dolayısıyla suyun emilimini arttırıyorlar. Öyle ki, solucansız ve hafif eğimli bir toprağın emebildiği yağmur suyu ile aynı eğimde olup solucanlara sahip bir toprağın emebildiği su miktarı toprağın yapısına göre de değişiklik göstermekle birlikte beş-on kat fazladır. Nereden bakılırsa bakılsın harika canlılar.
Solucanlardan başka toprağı havalandıran, yapısını iyileştiren, organik maddeleri ayrıştıran, birbirlerini yiyerek dengeleyen daha pek çok hayvan var. Kimi kınkanatlı, kimi eklembacaklı, kimi yumuşak ve ıslak, kimiyse sert ve kuru…
Kırkayaklar (Diplopoda) ve arkasından da top böcekleri (İsopoda) solucanlardan sonra en fazla miktarda organik madde ayrıştıran ve bu işi yaparken de yine dolaylı daha başka yararları olan hayvanlar.
Onları kompost yapanlar iyi tanır. Biraz eşelendiğinde özellikle koloni olarak yaşayan top böceklerinin binlercesi ortaya çıkar ve bulundukları yerde artık toz haline gelmiş organik maddeler görünür.
Gözle görülmeyecek kadar küçük hayvanlar da sayıca diğerlerine göre kat kat fazla olduklarından yararları kendi boylarından kat kat fazladır. Misal nematodlar.
Çoğunlukla gözle görülemeyecek kadar küçük ve inceler. Onları hep kötü biliriz. Bir çeşit toprak kurdu olan bu hayvanın beslenme alışkanlıkları bakımından birbirinden farklı cinsleri var. Bitkiler için zararlı olan bazılarından çok daha fazlası toprak ekosisteminde büyük faydaları olan ve dolayısıyla bu toprakta yaşayan bitkiler içinde faydalı olan hayvanlar.
Onlardan da kat kat küçük olan “protozoa”lar da var; yani tek hücreli hayvanlar. Zararlı olanlar gibi yararlı olanlar da var ki zaten onlar yoksa bitkiler için önem arz eden topraktaki azot döngüsü sekteye uğrar.
Onlar azotu vücutlarında tutan bakterileri yedikçe ihtiyaçları olan azotu aldıktan sonra çok daha fazlasını toprağa, yani diğer bakterilerin ve bitkilerin kullanımına bırakıyorlar.