Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 01-03-2013
Şehir: Ankara
Mesajlar: 120
|
Merhabalar,
Bazı arkadaşlar benden fizibilite raporu istemişler. Yazının hikaye formatını ve akıcılığını para pul meseleleriyle bozmamak için bu konulara hiç değinmedim.
Bir ceviz bahçesinde maliyet hesaplamasında en önemli faktör arazi alım bedelidir. 10 yıl sonrası için kar-zarar projeksiyonu yapacaksanız; tarlayı satın alıyorsanız aldığınız bedeli, sahibiyseniz o günkü rayiç bedelini bileşik faizle 10. yıla kadar taşıyacaksınız. Her yaptığınız harcama bu şekilde 10. yıla taşınacak. Eğer bu işi içindeki ağaç sevgisinden değil de sırf kar amaçlı yapacak arkadaşlar varsa, bence hemen vazgeçsinler, çünkü çok daha kısa sürede yatırımlarını geri döndürebilecek başka alanlar bulabilirler. Benim hazine arazisi biliyorsunuz “hemen hemen” para verilmeden alındı, o yüzden bu projeksiyonda birkaç adım önde olacağımı tahmin ediyorum. Ama tahsis için uğraşılan iki yıl boyunca köye, Polatlı’ya ve Ankara içindeki devlet dairelerine gidiş gelişlerde harcanan yol paraları ve Murat’ın maaşları dışında, asıl olarak harcadığım onca emeğin, devlet dairelerinde geçirdiğim abartısız yüzlerce saatin, çektiğim eziyetlerin, yaşadığım streslerin karşılığını kim para olarak belirleyebilecek?
Tapulu tarla da Polatlı’nın en fakir köyünün, dağın zirvesinde yer alan (o zaman için) susuz ve taşlı bir tarlası olduğundan, köylülere göre oldukça pahalı, bana ve size göre çok ucuz bir fiyata alındı. Bu fiyat hiç kimse için bir örnek teşkil edemez.
İşe başladığımdan beri, yol ve yemek paraları hariç harcadığım her şeyi not alıyorum, ama inanın toplamadım ve ben de bilmiyorum. Zaten pek çok şey de krediyle yapıldığı için maliyet hesaplaması için biraz muhasebe bilmek gerekiyor. Ziraat Bankası kredilerinde tutarın ¼’ünü peşin yatırıyorsunuz, kalanını 5 yılda 5 eşit taksitte, yıllık 5% faizle ödüyorsunuz. Bir de Ziraat Bankası’nın işletme kredisi var ki, 1 yıl vadeli ama dönem sonunda %5 faizini ve anaparayı ödediğinizde bir haftada aynı krediyi yeniliyorlar. Yani size anaparayı 1 haftalığına borç olarak verebilecek bir eşiniz, dostunuz, yakınınız varsa , bu kredi işletmenizden gelir elde etmeğe başlayana kadar ya da ödeyip kurtulayım diyene kadar sürekli sirküle edilebiliyor. Nakit olarak çekilebilen ve istediğiniz gibi harcayabileceğiniz bir kredi. Arazi büyüklüğünüze göre veriliyor. Ben 40.000 TL almıştım ve çok işime yaradı. Akılda bulunmasında fayda var.
Traktör, römork, pulluk, kazayağı, su sondajı, damlama sulama yaptırılması, dalgıç pompa, jeneratör, fidan bedeli, tel çitleme gibi giderlere ait fiyatlar internette kısa bir araştırmayla üç aşağı beş yukarı belirlenebilir.
Gene de merak edenler için ne aldım, ne verdim biraz paylaşayım.
Şu anda 51 dönüm hazine arazisi için ödemekte olduğum yıllık kira bedeli toplam 150 (Yüz elli) TL.
62 dönüm arazi için devletten almayı hak ettiğim destek, 42.000 TL'si Orman Bakanlığı’ndan, 6.200 TL'si Tarım Bakanlığı’ndan olmak üzere toplam 48.200 TL. Orman Bakanlığı 32.000 TL’yi Mayıs sonunda ödedi, kalan 10.000 TL’yi ağaçlarımın bakımını yaparsam sanırım 2 yıl içinde iki taksit halinde alacağım. Tarım Bakanlığı’nın desteği de Kasım gibi ödenecekmiş. Ayrıca bu yıl ÇKS gübre-mazot-toprak analiz desteği olarak 700 TL civarında bir para aldım.
Notlarıma şimdi baktım. Altyapı hazırlığı olarak uzun uzun anlattığım 4 aşamalı işlem için toplamda 51.000 TL harcamışım. Buna çukurların açılması, tekrar doldurulmaları, dipten çıkan toprağın sıra aralarına serilmesi, 20’şer tonluk kamyonların toplam 50 sefer yaparak 15 kilometreden kum, toplam 53 sefer yaparak da 7 kilometreden beklemiş ahır gübrelerini çekmesi, 3-4 dönüm yüzey toprağının (yaklaşık bin ton) sıyrılarak ve diğer malzemeyle harmanlanarak dikim harcı oluşturulması, çukurlara dağıtılması, sırtların oluşturulması ve tekrar çukurların açılması dahil.
Özetle devletten aldığım ve alacağım desteklerin toplamı, sadece altyapı masrafımı karşılamış. Diğer tüm harcamaları kendi olanaklarım ve kredilerle halletmişim.
Kabaca 2000 ağaç için 50.000 TL altyapı yatırımı yapmışım. Aslında hazine arazisinin yanı sıra bunu da devletten almışım ya da alacağım.
Her fidan için 25 TL altyapı yatırımı yapmışım. 1/2 kg iç ceviz parası eder. Her fidanımın altına yarım kg iç ceviz gömdüğümü düşünüyorum. Eminim ki fidanlarım benden aldıkları bu borcu, hayatları boyunca yüzlerce misliyle geri ödeyeceklerdir.
İçinizde bu paraya bu iş nasıl yaptırıldı diyecekler olabilir. Onlara da nasıl yaptırıldığını aşağıdaki “kılavuz”la anlatmaya çalışayım:
“ACEMİ” CEVİZCİ ADAYININ “KURT” KEPÇECİLERE KARŞI MÜCADELE KILAVUZU
Fiyat almak için kurt kepçecinin ofisine, işlerin tamamen durmuş olduğu, kepçecinin giderlerini karşılamakta iyice sıkıntıya düştüğü karlı buzlu kış günlerinden birinde gidilir. Asla işlerin yoğun, burunların havada olduğu ve kıl aldırılmadığı bahar ve yaz aylarında gidilmez.
Aslında kurt kepçeciye mahkum olunduğu ona asla hissettirilmez. Maddi gücün sınırlı olduğu, bölgedeki tüm kepçecilerden fiyat alınacağı, en düşük fiyatı verene işin yaptırılacağı özellikle belirtilir.
İlçede başka kepçeciler varsa aynı işlem onlarda da tekrarlanır.
Kesin olarak götürü usulü iş verilir. Saat veya gün başına anlaşma yapılması durumunda işlerin iki katı uzun sürede yapılması kaçınılmazdır.
Yapılması istenen bütün işler açık ve net olarak madde madde yazdırılır. “ Söz uçar yazı kalır.” Kurt kepçecinin sonradan “Hocam biz öyle konuşmamıştık, öyle anlaşmamıştık, sözleşmemizde öyle bir madde yoktu” demesinin önü peşin peşin kesilir. İki nüsha olarak hazırlatılan bu sözleşmenin bir nüshası kepçecide bırakılır, bir nüshası cebe konulur.
Mutlaka işe en geç başlama tarihi, işin kesin teslim tarihi sözleşmede belirtilir. Bu şekilde kepçecinin kısa süreli diğer iş fırsatlarını kaçırmamak için günlerce ortadan kaybolması, dönünce “Hocam memlekette cenazemiz vardı, gitmek zorunda kaldık”lar, “kardeşimin düğününe gitmesem olmazdı”lar engellenir.
Ödemenin miktarı ve zamanı sözleşmede belirtilir. Böylece daha ilk günden “Hocam mazot paramız yok biraz para alabilir miyiz?”ler ya engellenir veya engellenemiyorsa da hazırlıklı bulunulur.
Sözleşme hükümlerinde kurt kepçecinin işi üstünkörü yapması veya savsaklayıp geciktirmesi halinde uygulanacak, caydırıcı miktarda bir tazminat maddesi mutlaka bulundurulur. Anlaşmazlık hallerinde, bulunulan şehrin mahkemelerinin yetkili olduğunu belirten son madde ile de caydırıcılık arttırılır, kepçecinin eli kolu bağlanır, kaçacak delik bırakılmaz.
Kurt kepçeciler hafriyat fiyatlarını metreküp olarak hesaplarlar. Acemi cevizci adayı, aslında dikim çukurlarının 150x180 cm en ve boyunda, 150 cm derinliğinde olmasını, yani fidan başına 4.05 metreküp hafriyat yapılmasını ister. Ama kepçecilere her fidan için “en az 120 x 120 cm en ve boyunda, 150 cm derinliğinde” çukurlar istediğini belirtir. Kepçeciler fidan başına (120x120x 150 = 2.16) metreküplük hafriyat üzerinden belli bir sabit metreküp fiyatını fidan sayısıyla çarparak götürü usulü fiyat verirler.
Aslında acemi cevizci adayı, kurt kepçecilerin kullanacağı kepçenin genişliğinin 130 cm olduğunu, her iki kenarında da 10’ar cm’lik ‘kazma’ denilen çıkıntıların bulunduğunu, toprağa daldığında en az 150 cm eninde bir çukur açmak zorunda olduğunu önceden bilir. Gene hızlı çalışmak isteyen, götürü usulü aldığı bu işi bir an önce bitirip başka bir işe koşmak zorunda olan kepçecinin, 150 cm derine girdikten sonra geri çıkış noktasının 120 cm’de olamayacağını, en az 180 veya 200 cm’de geri çıkarak çukur boyutlarını 150 x180 x 150 cm’ye getireceğini de bilir. Böyle bir şeyi bilebilmek veya düşünebilmek için, “her eve lazım” dedikleri türden, her işten anlayan, geçmişte kepçe operatörlüğü de yapmış bir elemanın önceden istihdam edilmiş olması şarttır.
Kurt kepçeciler çalışmaya başlar. Acemi cevizci adayı hiçbirşey demeden, onlar kendi kendilerine ve gönüllü olarak 150x180x150’lik çukurları açarlar. Bir süre sonra “bu işte galiba bir yanlışlık var, biz planladığımızın iki katı hafriyat yapıyoruz.” dediklerinde artık iş işten geçmiştir.
Kurt kepçecilerin “Hocam 24 gündür burada sadece mazot parasına çalıştık, inan olsun bu işten bir şey anlamadık” yakınmalarına bıyık altından gülünürse de, bir şey belli edilmez.
Onların bir şey kazanmadan gitmeleri vicdana sığmayacağından, nispeten iyi para kazandıkları kamyonla kum ve gübre taşıma işinin miktarı, planlanmış olandan önemli miktarda arttırılarak küsmemeleri, biraz para kazanmaları ve mutlu olmaları sağlanır. Zaten acemi cevizci adayları bedava buldukları kum ve gübreden ne kadar çok getirtirlerse, tarlaları o kadar bayram edecektir.
Herkese saygı ve sevgiler, hayırlı pazarlar. Tüm babaların babalar günü kutlu olsun!
|