Sonra ikinci aşamaya geçildi. Bir önceki yıldan tarla kenarına yığmış olduğum kum ve ahır gübresi, oluşturacağım sırtlarda killi toprağın ıslahı için yeterli değildi. Komşu köy sınırlarındaki dere yatağından daha fazla kum çekmem gerekiyordu. Hafriyatçı, bunun için muhtardan izin almamız gerektiğini söyledi. Köy camiinin kışlık kömür ihtiyacı için bir miktar bağışta bulunarak izni aldım. Tarlaya 40 kamyon kum ve 40 kamyon beklemiş ahır gübresi daha çektirdim. Klasik bilgi, fidan dikim çukurlarında 1/3 kum, 1/3 toprak ve 1/3 yanmış ahır gübresi karışımından oluşturulan ‘dikim harcı’nın kullanılmasının köklenmeyi belirgin şekilde arttıracağı yönündeydi. Benim yapmağa çalışacağım şey ise her fidanın yakın çevresindeki sırt toprağında organik madde ve kum oranını olabildiğince arttırmak, kil oranını düşürmekti. Toplam 100 kamyon kum ve gübre tarlanın kenarına yığıldığında yaklaşık 100 metre uzunluğunda, 2-3 metre yüksekliğinde küçük bir sıradağ oluşmuştu. Harcın 3. Unsuru olan toprağı, yığına yakın 3-4 dönümlük toprağın 0-30 cm katmanından sıyırarak sağladım. Bu toprak da yığına eklendiğinde sıradağ iyice büyümüştü. 2 kepçe bütün gün bunları karıştırdı, harmanladı, olabildiğince homojen hale getirdi. Daha sonra bu karışım kamyonlara yüklenerek sıra kenarlarına dağıtıldı. Sonra tekrar kepçelerle önceden doldurulmuş her çukurun üzerine 1 büyük kepçe malzeme bırakılarak bir öbek oluşturuldu. Sıradağı erittiğimizde hesaplarıma göre her fidan çukurunun üzerine 1200-1300 kg harç konulmuştu. Hafriyatçı ile anlaşmam buraya kadardı. Sırtları oluştururken ağır makinelerin sıra aralarında dolaşarak toprağı daha fazla sertleştirmemeleri için o işlemi lastik tekerlekli küçük bir kepçeye yaptıracaktım.
