View Single Post
Eski 01-06-2014, 23:57   #5
jinekolog1959
Ağaç Dostu
 
jinekolog1959's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-03-2013
Şehir: Ankara
Mesajlar: 120
Nihayet 2011 Nisan ayında Burhanettin Bey’den bir telefon aldım. Polatlı’nın en fakir, en az nüfuslu ve en yüksek rakımlı köyü olan Avşar’ın muhtarı kendisini aramış ve “Doktor Bey için uygun bir arazi çıktı, gelip baksın” demişti. Burhanettin Bey arazinin hazine arazisi olduğunu, istediğim ölçekte olmamasına rağmen (elli küsür dönümdü) başlangıç olarak kiralayabileceğimi, sonra zamanla sınırındaki küçük tarlaları satın alarak genişletebileceğimi söylüyordu.

Hafta sonunu iple çektim. Avşar köyü Polatlı’nın Çile Dağı zirvesine yakın konumlanmış, çok küçük bir orman köyü idi. Polatlı’ya Ayaş yönünde 25 km uzaklıktaydı. Anayoldan 5 km’lik şose bir yolla köye ulaşılabiliyordu. Sapakta yer alan komşu köyde önemli sayıda yetişmiş ceviz ağacı vardı. Polatlı’nın o zaman asfalt olmayan tek köy yolu Avşar’ınkiydi. Köy halkının tamamı Boşnak göçmeniydi. Yazın 10 hane kadar oluyorlardı. Kışın sadece 5 hane kalıyordu. Çoğu birbiriyle akrabaydı. Aralarına o zamana kadar hiç yabancı almamış, saf, temiz, açık görüşlü, çalışkan ve misafirperver insanlardı. Muhtarlarıyla ilk tanıştığımda ceviz bahçesi kurmak istediğimi öğrendiğinde söylediği bir cümleyi unutmamıştım: “50 yaşındayım, bizim köyde cevizlerin dondan etkilendiği, meyve vermediği tek bir yıl bile hatırlamıyorum.” demişti.

Çile dağı volkanik bir dağdı ve anakaya bazalt idi. Daha önceden birkaç kez bölgede dolaşmış olduğumdan topraklarının yüzey taşlılığı fazla, siyah - koyu kahve renkli, nispeten verimli topraklar olduğunu biliyordum. Köyün konumlandığı Çile Dağı’nın kuzey cephesi tamamıyla meşelikti. Birçok yabancı kaynakta “Meşe yetişen yerde ceviz olur” dendiğini okumuştum. Köyün ortasında devasa bir ceviz ağacı dikkatimi çekmişti. Muhtarın evinin bahçesinde de 5-6 yaşlarında, yaşlarına göre iyi gelişmiş ve üzerleri meyve dolu ceviz ağaçları görmüştüm. Muhtar onların tohumdan yetişme cevizler olduğunu, türlerini bilmediğini söylemişti.

Hafta sonu Burhanettin Bey’i alarak köye, oradan da muhtarı alarak araziye bakmaya gittik. Daracık bir patika yoldan gidiyorduk. Önümüzden keklikler havalanıyor, tavşanlar kaçışıyordu. Muhtar bu yolun aslında kadastro yolu olduğunu, zamanla tarlalardan taşmalarla daraldığını ama tekrar greyderle genişletebileceğimi söylüyordu. 1.5 kilometre kadar gittikten sonra arazinin en üst noktasına ulaştık. Üzerinde yer yer meşeler, yabani armut ve erik ağaçları olan, yönünü tamamen güneye dönmüş, çevreyi kuşbakışı gören, kartal yuvası gibi hakim konumda bir yerdeydim. Manzara çok güzeldi. Arazi %8-12 arasında bir eğimle aşağı inip kurumuş bir eski dere yatağında sonlanıyordu. Köyden 100 metre daha yüksekteydik ve elimdeki GPS cihazı rakımı 1200 gösteriyordu. Köydeyken mevcut olmayan sürekli bir esinti burada kendisini hemen hissettiriyordu. Muhtar burada yaz kış bu esintinin hep devam ettiğini söylüyordu. İlk anda “burada sık dikim yapsam dahi antraknoz problemi olmaz herhalde” diye düşündüğümü hatırlıyorum.

Name:  yeşil bahçe.jpg
Views: 21192
Size:  48.8 KB

Name:  kahverengi bahçe.jpg
Views: 21843
Size:  56.1 KB

Name:  uzak çekim (2).jpg
Views: 21846
Size:  28.4 KB



Topoğrafik olarak arazi aradığım tüm şartları sağlıyordu. İlk görüşte kanım kaynamıştı. Burhanettin Bey bölgeyi iyi bildiği için toprak derinliğinin yeterli olduğunu, toprak yapısının da cevizciliğe uygun olduğunu söylüyordu. Ulaşım problemi de halledilebilir gibi duruyordu. Gerçi henüz su yoktu, elektrik yoktu, ve doğrusu bu kadar yoğun bir taşlılık beni biraz ürkütmüştü ama, içimden bir ses “bu sefer doğru yerdesin” diyordu.

(devam edecek)

jinekolog1959 Çevrimdışı   Başa Dön