Kutlamanın üzerinden üç gün geçti hala hepimiz etkisi altındayız, oysa gündem, yaşantı ne kadar hızlı günümüzde.
Herkesin yazdığı izlenimlere gönülden katılırken en çok hissettiğim şeyi nerdeyse herkesin burada not düştüğünü görmek çok etkiledi beni, o da sanki kimsenin birbirine yabancı değil de sanki uzak düşmüş akrabalar gibi görünmesiydi.
Birbirinden öğrenen, ilham alan, yardım etmekten ve istemekten çekinmeyen doğaya aşık insanların iradeleri birbirini mıknatıs gibi çekmişti, uzaktan ya da yakından, erken ya da geç, her yaştan ve meslekten...
Gözlerim enzimgillerden arkadaşım

yağmuru görünce parladığında yanımda kelebek çalısı ile bir başkası kucaklaşıyor, Meyvelitepe ve Mine Pakkaner hocanın etrafını onlarca kişinin tonlarca sorusunun uğultusu sardığı sıralarda Sevgili Güler abla tek tek herşeyle ilgilenip arada uzaktan, bu toprakla yeşille bağlanıp kocaman olmuş grubu sevgi ve haklı bir gururla ve kaybolmayan bir tebessümle izliyordu..
Sayın Malina adeta çocukları tenefüse çıkarmış okul müdürü edasındaydı, kendisinden alınan cezalar askerlik anıları gibi toplulukta anlatılıyordu. Bu saygı, sevgi ve hoşgörülü grubun mimarisi onun hiçbirşeyi kaçmayan gözlerine çok şey borçluydu. Herkes yardım etmek, paylaşmak, tanıdıkları ile selamlaşmak dertleşmek, tanımadıklarıyla tanışmak, anlamak ve anlatmak için ordan oraya koşuşturuyordu..
Gelebilen ve gelemeyenleriyle 5 Nisan Cumartesi günü Fenerbahçe parkında birarada olmaktan ziyadesi ile mutlu bir topluluk , tadı damağında kalan bir gün yaşadı.
Daha nicelerine..