Size müjdeli bir haber vermek istedim...
....
Verdiğim süt annenin sahibinin benim yavruları epey dışladığını anlatmıştım. Bebekleri almaya gittiğimde durumun ne kadar vahim olduğunu gördüm. Saat 13:30 olmasına rağmen kadın hala uykuda! Defalarca telefon edip, uzun süre zile basıp zorla açtırdım kapıyı. Kadın hazırlıksız yakalandı ya, kedilerin yanına girdiğimde korkunç bir sürpriz bekliyordu beni. Kadın yine kedilerin altındaki bezi değiştirmemişti. Pislik içindeydi zavallı canlar. Benimkiler emmesinler diye ayrı bir yere koymuş ve üzerlerine bir şey atmıştı. Yavruları elime aldığımda gözyaşlarımı tutamadım. Zavallıcıkların her yerleri kakaya bulanmış, gözler enfekte olmuş ve yapışmıştı... 4 günde bu hale getirdi zavallı canlarımı.
Bir başka süt anneye götürdüm yavruları aldıktan sonra. Ancak onun tek yavrusu 40 günlüktü ve bizim yavruları almadı anne. Bu arada hemen veteriner hekimle de görüşüp bebeklerin sağlıkları için neler yapabileceğimi öğrendim. O kadar pislik içinde enfeksiyon olmalarının normal olacağını, bakımla düzelebileceklerini söyledi hekim. Gözlerine pansuman, damla uygulamaya başladım. Bu arada ishal de olmuşlar. Şurup verdiler onun için de. Başladı yine bende bir çırpınış. Neyse ki gözleri toparladı. Bu arada yana yakıla süt anne aramaya devam ediyorum ama hiçbir yerden de olumlu haber gelmiyor... Kara kara düşünüyorum haliyle.
Panda ve kardeşlerini bir komşunun terasında dünyaya getirmişti annesi. Panda ve iki kardeşi benim bahçede büyüdü. Ama bir kardeşleri o terastan hiç inemedi. O komşuya zaman zaman mama desteğinde bulunarak o bebeği bakmasını rica etmiştim. O da sağ olsun ona bir tas mama ve suyu çok görmedi. Geçenlerde, "kısırlaştırma için sana söyleyecektim ama sanırım hamile bizim Rüzgar" dedi yolda karşılaştığımızda. Dün gece 4'te yavruları beslemeye çalışırken aklıma düştü. Acaba doğum yapmış olabilir mi diye...
Sabah ilk iş aradım komşumuzu. Bizim bebeklerin teyzesi dün gece onların bodrumuna yavrulamış! Benim için de bir umut oldu. Yavruları ve yanında da mamaları kaptığım gibi soluğu komşuda aldım. Buz gibi betona yavrulamış. Epey de saklı gizli bir yere. Ben boxın kapısını açınca benim ufaklıklar vıyklamaya başladı. Baştan kokladı onları. Sonra bebekleri sardığım hasta bezini yaydım yere. Bu arada kendinin 3 yavrusu olmuş ama biri melek olmuş ne yazık ki. Diğer iki yavruyu alıp benimkilerle birbirine sürttüm ki kokuları geçsin. Sonra anne kediye yaş mama verdim ve başladım yavaş yavaş onunla konuşmaya. Anlattım bebeklerin durumunu. Sen onlara güzel güzel bak, ben de sana en sevdiğin mamaları getireyim sütün bol olsun dedim. Onu okşayarak yatırdım olduğu yere ve bebekleri koydum memelerine... Biraz huzursuz olsa da kabul etti emmelerini.

Sonra onu okşamaya devam ettim. Biraz sonra yerinden kalktı ve benim bebeklerden birini ensesinden tuttuğu gibi diğerlerini doğurduğu yere taşıdı. Sonra da diğerlerini. Elbette onları taş zeminde bırakamazdım. Hemen eve koşup büyük bir kutu buldum. İçine minderler yerleştirdim ve hasta bezi yaydım. Bebeleri buraya yerleştirince annenin de çok hoşuna gitti. Yakınına kedi kumu da koydum ki anne yavruları bırakıp gitmesin.
Yani teyzemiz bizim süt annemiz oldu. Kuzenlerimizle beraber kardeş kardeş sarılıyoruz birbirimize...
