Sayin Capsaicin,
Kimya konusunda uzman değilim. Tarım konusunda da öyle. Bütün konulara ve de tabii sağlık işe ilgili her konuya bilimsel yaklaşılması gerektiği düşüncesine katılırım. Bu nedenle cevaplarım yeterli olmayacaktır. Kategorik ve de yüzeysel olacaktır. Bir de bu forumda amatörce de olsa bir şeyler yapmaya çalıştığım için yanlı olacaktır. Ama yine de, kapalı cevap vermek yerine düşünmeye ve öğrenmeye yönlendirici olmaya niyetli cevaplar vermeye çalışacağım.
Sorularınızın çoğu için en altta yatan temel soru "bitki besinini nasıl alır", ve de "insanlar besinini nasıl alır" konularına kadar iner. Çünkü bitkiler ve insanlar besin zincirinin çok farklı düzeylerindedir ve "besinleri" çok farklıdır. Bitkiler çoğunlukla temel elementleri bir takım tuzlardan iyon şeklinde alıp, güneş ışığından yararlanıp daha karmaşık moleküllere dönüştürürken, biz nsanlar bu karmaşık molekülleri besin olarak alıp, parçalayıp öyle kullanırız.
Yani sorulara cevap ararken bu madde bitkiye nasıl etki eder, bize nasıl etki eder diye ayrı ayrı düşünmek gerekir.
Plastikler konusu günlük hayatın en yaygın sorunlarından biri, sadece topraksız tarımın değil. Zararlı mı değil mi? Çok fazla araştırma var. Eminim zararsız olduğunu bildirenler kadar zararlı olduğunu bildiren bilimsel / akademik çalışma vardır. Yemeklerimizi plastik kaplarda yiyoruz ve zararsız olduğu söyleniyor. özellikle PET ve PP türü plastikler. Buradan anlamamız gereken, bu maddeler bizim besin karışımlarımız ile bozunmuyor, besinimize karışmıyor, bize zarar vermiyor.
Peki plastikler bitkiye zararlı mı. O çok farklı bir soru, çünkü besini farklı. Ama plastikler kimyasal bakımdan birçok kimyasal maddeye / reaksiyona karşı çok dayanıklı. Bir de bitki kendi besini olan temel maddeler yerine, karmaşık plastik moleküllerini köklerden içeri alabilir mi? O bambaşka soru. Alıp da zarar görürse belki daha iyi, bitki ölür, biz de yemeyiz, sorun kalmaz. Alabiliyor ve yaşıyorsa, bir soru daha var ki sorduğunuz asıl soru o: O yabancı maddeyi biz yersek ne olur?
İşte bunun için bitkilerin nasıl beslendiğini, köklerin hangi maddeleri nasıl emdiğini bilmek gerekiyor ki, sanırım bunu en iyi yapan topraksız tarım araştırmacılarıdır. Çünkü amacı / hedefi bu. Şu maddeler şu oranda kullanılacak diyebilmek için gerçekten bu araştırmaların yapılmış olması gerekir.
Hepsi yapılmış mıdır, yeterli midir. Hayır. Günlük konularda bütün konularda (besin, ilaç, cep telefonu, vd.) yapılmış mıdır, yeterli midir. Hayır.
Lezzet, besleyicilik konularu da aynı. özü şu: Bizim formül dediğimiz 16 elementlik liste, ve karışım oranları tam ve doğru mu? Ki forumda ve benzer ortamlarda bu konunun tartışıldığını görebilirsiniz.
Kural olarak:
- Her bitki için geçerli tek formül yok. ya da farklı olursa daha iyi.
- Bir bitkinin her dönemi için tek formül yok, ya da farklı olursa daha iyi.
- Bugün 16 temel element konuşuluyor, ama araştırmalar sürüyor, bu liste uzayabilir. Mesela vanadyumun da bitkiler için önemli bir element olduğunu okudum bir yerlerde. Bir süre sonra iz elementler listesine girecektir.
Bunlar daha iyi araştırılıp, daha fazla detaylandırıldığında bitkiler daha lezzetli, daha besleyici olacaktır.
Bitkiler çok temel maddeleri tuzlar şeklinde alıyorsa, çok yüksek derecede karmaşık moleküllerden oluşan doğal gübre nasıl ve neden daha iyi oluyor?
1. Bunlar çok zengin depo. Topraktaki diğer canlılar tarafından bölünüp parçalanıp, bitkini ihtiyacı olan temel maddelere yani alabileceği şekle dönüştürülüyor.
2. Dozlama konusu: Tüm maddeler öyle birden bire değil, yavaş yavaş bozunarak, birlikte ve dengeli olarak verilmiş oluyor. Ama doğal gübreyi de çok verirseniz "yakar", yani aynı şey olur.
Peki pazardakiler neden kötü? Yetersiz araştırma veya uygulama sonucu. Çoğunlukla hormonlu üretim sonucu. Topraksız tarım hormonlu üretim demek değil.
Topraksız tarım seracılığın bir üst aşaması. Serada daha çok fiziksel koşulların denetlenmesi hedeflenmişken, topraksız tarımda buna kimya da ekleniyor. Yani topraktan sağlanan tüm besinler doğru ve dengeli olarak verilmeye çalışılıyor.
Bu nedenle sadece sera biraz eksik. Kışın ille de domates yetiştireceğim derseniz zorlama oluyor. Tozlanma için arı kullanmaz hormon kolaycılığına kaçarsanız o zaman işte plastik domatesler çilekler çıkıyor ortaya.
Kabaca benim bakış açım bu. Umarım yeterince merak ve öğrenme kapısı açmışımdır.
|