View Single Post
Eski 20-02-2014, 08:12   #166
ankafar
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 01-10-2012
Şehir: ankara
Mesajlar: 166
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe Mesajı Göster
Aslında galiba tam tersi. Toprakta demiri doğal olarak şelatlayacak mikroorganizma faaliyetleri, amino asitler, fulvik asit vb. maddeler uzun salınımlı olarak demiri bitkilerin alabileceği forma çevirirler. Bunu baskılayan tek şey toprak PH'ının yüksekliği olur. Toprak PH seviyesinin yüksek olması durumda demir eksikliğini gidermenin tek çaresi eddha ile şelanlanmış demir olabilir.

Son zamanlarda okuduğum yayınlara göre hidroponik uygulamalarda özellikle demirin şelatlı olması özellikle öneriliyor. Elbette bu şelatlı olmazsa olmaz anlamına da gelmez.

Bir çok kaynakta var ama, oldukça kapsamlı ve toparlanmış bilgi içeren;

Hydroponics: A Practical Guide for the Soilless Grower (J. Benton Jones Jr. Second Edition 440 sayfa)

kitabı bir çok yerde bahsetmiş. Şu paragraf oldukça açıklayıcı:

"Elemental form, whether individual ions or complexes, may be as important for movement and utilization as concentration. For example, chelated iron (Fe) forms are effective for control of Fe deficiency, although unchelated ionic Fe, either as the ferric (Fe3+) or ferrous (Fe2+) ions, is equally effective but at higher concentrations." (Sayfa 13)

Çok özetle demir eksikliğini kontrol etmek üzere şelatlanmamış demirin de şelatlanmış demir kadar etkili olduğunu ancak bu durumda demir konsantrasyonunun yüksek olması gerektiğini söylüyor. (ancak ne kadar yüksek olması gerektiğini söylemiyor)

Mevcut formülasyonlarda demir ppm oranının hep şelatlı demire göre verilmiş olması, şelatlı olmayan demirin olması gereken ppm oranını tayin etmekte bir problem.

Hidroponic solusyon içindeki demirin kolayca başka kompleksler oluşturabileceği oksitlenecebileceği vb. sebeplerle şelatlama ile stabil durumda tutulması da önerilenler arasında. Ancak şelatlama için sadece sentetik şelatlayıcılar (edta, dtpa, eddha) değil, amino asitler, fulvik asitler, sitrik asit de muhtelif kaynaklarda önerilenler arasında.

Hidroponic kullanımına uygun fulvik asit henüz bulamamış durumdayım. Var olanlar önemli miktarda organik madde içeriyorlar. Bu topraklı tarım için önemli bir avantaj olmasına rağmen hidroponic'de kontrol edilmesi güç başka komplikasyonlara sebep olabilir.
EDTAyı hayatımızdan çıkartmak biraz zor gibi evet. Bir çok ürüne yayılmış durumda zira açık ara en etkili formül bundan geliyor. Anladığım kadarıyla edtaya göre daha hızlı çözünebilir maddelerin (IDS, EDDS vs) üzerine araştırmalar sürüyor. Yine de topraksız tarımda kullanılan kısımdan çok (zira edta bitkinin yapısına katılmıyor) kozmetik ve gıda endüstrilerinde azaltılması öncelik olacaktır.

Kişisel görüşüm şelatlanmamış demir kullanmazdım çünkü gübreyi fazla fazla vermek pek güzel olmazdı(EC dengesinin bozulması). Piyasada kafa karıştırıcı ürünler çok, adamlar organik demir diye satış yapıyorlar içinde edta şelatlı demir var (başka da bir şey yok).

Hümik asit ve fulvik asit olayı daha karmaşık çünkü firmadan firmaya hatta kutudan kutuya içerik olarak net bir sonuç alamazsınız böylece her kutuda farklı konsantrasyonlar elde edersiniz. Tam olarak ne kullandık hatırlamıyorum ancak bir ara organik demir kullanmıştık çok kısa bir zamanda bitkilerde demir eksikliği oluşmuştu. Tabi bunda bizim sterilizasyon için kullandığımız UV filtrelerininde etkisi büyük.
Daha çok bilgi almak isteyenler (ingilizce yalnız) ekteki belgeye bir göz atabilir hümik asit ve fulvik asitte dezavantaj olarak verilen molekül ağırlığının büyük olması ve sistemde çökme yapabilmesi olarak verilmiş.
http://biogro.com/resources/CFSM/BG%...%20Feeding.pdf

ankafar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön