Eskilerde pek çok evde gördüğümüz güzellerden biriydi o. Geçen yaz Zeki Yağlı'nın bahçesinde yer örtücü olarak kullanıldığını görüp hayran olmuş, küçük bir parça alarak dönmüştüm eve. Kısa sürede çok güzel gelişti ve saksısını doldurdu. Onun tam fotoğrafını çekip sizinle paylaşacaktım ki, benim yaramaz civcivler nasıl becerdiyse atlamışlar üzerine... Düşünün nasıl üzüldüğümü. Başladım yeniden aramaya. Ne kadar arasam da bir türlü denk gelmedi çiçekçilerde.
Yine bir gün çiçekçilerde bakınırken minicik bir saksıda neredeyse ölmek üzereyken gördüm onu. Çiçekçiler de artık tanıyor, malum.

"Al abla hediyemiz olsun" dediler. Çok umutlu olmasam da yeni bir saksıya geçirdim. Fısfısla sulayarak canlandırmayı başardım. Sonra ne mi oldu? Teras kattan indirmedim onu. Okuduğuma göre -3 derecelere kadar dayanıyormuş. Dayandığını kanıtladı. Cam önünde bolca ışık alıyor. Hava sıcak olmasa da keyfimiz yerinde...
Fincan Hanım burnunu sokmuş yine...
