Havadaki oksijen miktarı, Sn. Kızıltan'ın da dediği gibi % 20-21 civarındadır. Havataşı ile kullanılan hava motorları da suya oksijen değil hava basıyor zaten. Havuz sisteminde bitkinin oksijeni kullanabilmesi, suda çözünmüş oksijen oranıyla sınırlı. Hava motorunun aslında yaptığı tek iş, dışarıdan aldığı havayı hortum vasıtasıyla suyun içinden geçirmek ve çıkardığı kabarcıklarla su yüzeyini hareketlendirmek. Bu yolla suya oksijen kazandırmaya çalışıyor.
Akvaryum kafa motorlarını düşündüğümüzde, suyu hareketlendirme konusunda çok daha başarılı ve güçlü olduklarını görebiliyoruz. Yine bu motorları karşılaştırdığımızda, hava motorlarının aynı işi tabiri caizse "kulağını ayağının altından göstermek" şeklinde yaptığını söyleyebiliriz. Bu nedenle durgun su sistemlerinde kabarcıklı hava motorlarının çok yetersiz kalacağını düşünüyorum.
Bizim durgun su yönteminin problemi olan oksijen, aslında alabalık üreticilerinin oksijen sorunuyla benzerlik gösteriyor. Neyse ki biz daha avantajlıyız, zira balıkların oksijen ihtiyacı bitkilerinkinden kat be kat fazla.
Burada alabalık üretimiyle ilgilenen bilim adamları oturmuşlar, bir balığın hangi evrede ne kadar oksijen tükettiğini hesaplamışlar. Bu yöntem bitkiler için de kullanılabilir ve bir sonuca varılabilir.
Yöntem aslında basit, örneğin elimizde 100 litre su var diyelim. Önceden elimizdeki yöntemlerle suyu oksijenlendirip, su içerisindeki erimiş oksijenin miktarını ölçüyoruz. Ardından bu suyu bitkinin kullanımına veriyoruz. 1 saat sonra suyu kullanımdan alıp ermiş oksijen miktarını tekrar ölçüyoruz. Aradaki fark, bitkinin bir saatte harcadığı erimiş oksijen miktarını bize veriyor.
Bu elbette milimetrik bir sonuç olmamakla birlikte, bize yaklaşık bir değer sunuyor, fikir sahibi olmamızı sağlıyor. Zira suyun ısısının gün içinde sürekli değişeceğini gözönünde bulundurarak, deneyi ortalama bir sıcaklıkta yapmak gerekiyor. Yani gün içindeki ısı değişimlerinin bir ortalamasını alarak suyu o sıcaklıkta tutarak deneyi gerçekleştirmek gerek. Ya da mevsim normallerinde oluşabilecek birden çok sıcaklık ortamında da test edilebilir.
Elbette bunun için erimiş oksijeni ölçen ölçü aleti lazım. O da bende yok. Fiyatları çok yüksek. Ancak oksijen ölçen sensörler ayrı satılıyor ve fiyatları daha makul. Bir mikrodenetleyici üzerinde kullanarak bu tarz bir ölçü aleti yapmak düşüncelerim arasında. pH, EC, ısı ve oksijeni takip eden bir sistemi oluşturarak elimin altında bulundurmak istiyorum. Ama ne zaman işlerden fırsat bulurum da başlayabilirim onu bilemiyorum açıkçası.
Son bir not, suyun debisinin oksijenle direkt ilgisi olduğunu biliyorsunuzdur. Yani yüksek debili akan suların oksijen açısından da daha zengin olduğunu biliyoruz. Şelale, çağlayan gibi yerlerde suların yüksek oksijen içerdiği bilinen bir durum. Yüksek debi belki NFT sistemlerinde kullanılamaz ama havuzlar için iyi bir seçenek gibi geliyor. Eğer havuz sistemi denemesi yapacak olursam, havuzdan aldığım suyu bir şekilde merdivenli bir sistemden aktardıktan sonra tekrar havuza vermeyi düşünüyorum.
|