Sayın Kar Çiçeğim,
Hayır, ben Kudret Bey'den getirtmiştim onu kullandım. O linkini verdiğim gübre ile ilave maddeler ekleyerek farklı ürünlerin besin eriyiğini hazırlayabiliyorsunuz. Elinizde daha çok madde bulundurmak yerine böyle bir çözüm önerildi. Tabi ne kadar bir çözüm, ne kadar işimizi kolaylaştırıyor bunu bir kaç hafta sonra yazabilirim. Zira kimya bilgim hiç yok.
Yorumlarımız :
1- Marullarımız yaklaşık 10 litre su 300 ml de besin tüketmişler. Bir kaç gündür fazla mesai yapmışlardı, sanırım yorgunluk atıyorlar.
2- Onlarca hataya rağmen 29 günde bu büyüme gerçekten çok muhteşem.
3- Su yavaş aksın diye, marul tankından gelen boruya ek düzenek yaparak, damlama spagetti borusu takıp öyle çözüm bulmuştum. İyi bir çözüm olmadı. Zira sürekli tıkanıyor. Bardaklardaki perlitler den çok az bir kısmı artık tanka giriyor. Pompada bir sorun yaratmadı ama bunları hemen tıkıyor. Bugün iki kez açtım. Yarın başka bir çözüm deneyeceğim.
4- Aynı şeyi domates ve biberlerin olduğu düzenekte de yaşıyorum. Sürekli tıkanıyorlar. Tankta hiç perlit yok gibi gözüküyor. Ama toz halinde birikme yapıyor ve tıkıyor demek ki. Bu olaya da bir çözüm bulmak gerek.
5- Yukarıda resimlerde bahsetmiştim. Borunun bir başından diğer başına büyüme farklı oranlarda. Suyun ilk döküldüğü yerde büyüme biraz daha yavaş, ortalara doğru biraz ondan hızlı, en sonda daha hızlı.
1 aydır ürünlerin yerlerini değiştirerek bunu test ettim. Her defasında sonuç olumlu çıktı.
Bunun bir kaç nedeni olabileceğini düşünüyorum.
a-) Suyun döküldüğü tarafta benim ofis olarak da kullandığım bir oda var. Bu oda sabahın güneşini bu bölgede kesiyor. Hatta bir keresinde saat başı test ettim. Saat 11-12 gibi buraya güneş geliyor. Diğer uca açıdan dolayı saat 9 gibi.
Aynı zamanda, yine güneşin dönme açısından dolayı, bu tarafta jüt yok, arka kısımda yani, öğleden sonra güneşini batana kadar buradan alıyor. Jütten güneşin kurtulup, bu bölgeye direk vurması saat 3-4 ü buluyor. Kış ayında olduğumuzdan çok keskin bir güneş değil.
b-) Olası bir diğer neden de su akışı burada duraklıyor. Çünkü tam önünde redüktör var. İlk suyun girdiği tarafta su hareketi ister istemez biraz daha hareketli. Sona doğru gittikçe yavaşlıyor. Sonda neredeyse duruyor. Redüktörü aşan su dökülüp gidiyor.
Çok hassas bir ölçüm yapılsa suyun başladığı yerle, suyun döküldüğü yer arasında bir yoğunluk farkı olabileceği inancındayım.
Aklıma gelen olası nedenler bunlar. Tabi bu tamamen benim olaya bakış açımla ilgili. Her hangi bir bilimsel tarafı yok. Belki de var ben bilmiyorum. Ama böyle. Bu konuda tecrübesi, bilgisi olan arkadaşlarımız açıklarsa mutlu olurum.
6-) Domateslerimizi çok yakın ektik bir birine. Şu an keyifleri yerinde de olsa kısa bir zaman sonra kaçacak. Onlar için de farklı bir düzenek düşünmeye, tasarlamaya başladım. Aslında Sayın Kızıltan'ın önerdiği autopot (akıllı vana) sistemini düşünmüyor değilim. Ama akıllı vana bir şey tutmuyor ama diğer saksıları vs. baktığımda 26 ürün için bir yekün tutacak. Ama bu konuda kendisinin, benim yapabileceğim bir çözümü olursa dinlemek isterim.
7-) Domateslerin sulama sürelerini 10 dakikadan 15 dakikaya çıkarmıştım. 2 günde bir çok çiçek domates tomurcuğuna döndü. EC si 1.5 ti. Aynı büyümeyi biberlerde de gördüm.
Şunun altını çizmek istiyorum. Bitkiyi ektikten sonra, onlar kendini güvende hissedene kadar siz ne yaparsanız yapın, milim büyüme göremiyorsunuz. Tabiatın güzelliğine bakın. Güven veren her şey, karşılığını fazlasıyla alıyor.
8-) 4 biberimizi bu sulama sisteminden ayırıp, salatalıklarla birlikte sebze kasasına ekmiş el ile suluyorduk. Sabah ve akşam köklerine 200 ml besin eriyiği sıkıyorum. Tabi biberlere. Salatalıklara daha az. Bu biberler de, diğer sistemli sulanan biberlerle aynı hızda büyüyorlar. Bunlar da kendini güvende hissetmeye başladıkları anda büyüme hızları birden arttı.
Şimdi 45 dakikada bir 15 dakika sulanan, drenajı çok iyi, yine perlit içerisine ekilmiş bir biberle, bu kasadaki, günde iki kez, bir sabah, bir akşam 200 ml besin verilen bitkinin aynı hızda büyümelerini nasıl açıklayacağız?
Drenaj çok iyi olduğundan aslında besin eriyiği akıp gidiyor ve bitki gereğinden fazla sulansa bile 45 dakikalık sürede nefes alıyor. Nasılsa 45 dakika sonra yeniden besleneceği için de rahat. Aceleci davranmıyor, dilediği kadar besin alıyor.
Kasadaki az sulanan biber ise, ilk başlarda büyümesi diğerlerine göre yavaşsa da bir süre sonra o da hızlandı. Anladığım kadarıyla o da besin verildikten sonra besini son derece dikkatli kullanıyor. Ve diğerleriyle aynı büyüme hızını yakalıyor.
Bunu test etmenin en kolay yolu birer fidenin yerlerini değiştirip ilk birkaç günü ve haftayı gözlemek. Bunu kaç kez düşündümse de kıyamadım. Kıyar mıyım da bilemiyorum.
Bir kuş, bir örümceği yemek için yanına gittiğinde örümcek, "sudan geçmeme yardımcı ol, sonra yersin.", demiş. Kuş kabul etmiş. Bir saman dalını önüne koyup örümceğin sudan geçmesini sağlamış.
Kuş, istediğini yaptım. Artık suyun diğer tarafındasın ve seni yemem gerekiyor, demiş.
Örümcek gülmüş ve artık yiyemezsin çünkü biz arkadaş olduk, demiş.
Tabi hikaye bu kadar kısa değil ama uzatmak istemedim. Ama meramımı anlatmıştır.
Bugünlük bu kadar.
Saygı ve Sevgilerimle...
|