View Single Post
Eski 16-11-2013, 10:58   #114
leventali
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
Merhaba İsmail bey ve Sayın Vetman,

Bu konuda bir başlık açıldı. Bu bilgileri orada kıyasıya tartışsak da konu başlıklarında sadece konuyla ilgili kalsak daha güzel olmaz mı? Zira bir bilgi arıyoruz, bir başlıkta 300-400 gönderim var. Bunların arasında o an işimize yarayacak bir bilgiyi saatlerce konuyla alakalı olmayan yazışmaları okumakla geçirmek zorunda kalıyoruz.

İsmail Bey'e soracağım o kadar soru var ki. Ve büyük bir incelikle benim yazılarımı takip edip yorumlar yazarken, ben onun başlığına bir kaç cümle karalamak istiyorum ama, İsmail Bey'in tabiriyle, ödümümüzü kopartan bir konu tartışılmaya buradan devam ediyor.

Şimdi son konuda bir kaç cümle yazmasan ayıp olacak, yazsan ilkeye yanlış olacak. Birinin başlığında şöyle yapın demek ki şimdiki benim yaptığım, büyük saygısızlık olacak.

İsmail Bey Türkiye'de bir şey başarmış. Bu yaşına rağmen bizim gibi yaşlarda olanlar gibi kararsızlıklar içinde boğuşarak değil, hayati bir karar vererek şehirden köye inmiş. Ben yaşlarda insanların rahatça yaptığı sızlanmaları elinin tersiyle bir kenara iterek devrim gibi bir karar almakla kalmamış bunu hayata geçirmiş.

İsmail Bey'i sadece topraksız tarım yapan amatör bir kişilik olarak ele aldığımızda ondan öğreneceğimiz çok şeyi ıskalarız. Zira biz hayata gülerken, zaman bıyık altından tebessümle bize sırıtıyor.

İsmail Bey başlı başına sosyolojik bir olaydır. Taşı toprağı altın(!) bir memleketten teknolojiyi terk ederek ayrılmamış, dağın başına teknoloji götürüp, dönümlerce toprak eken çiftçiye hayat dersi vermiştir.

İsmail Bey'in interneti bu kadar güzel kullanabilmesi, bilgisayarı bu kadar güzel kullanabilmesi ve dağın başına bunlarla birlikte gidip yüz yılın teknolojisi olan topraksız tarımı yapıyor olması bizim kimyasalların zararını tartışmamızdan çok ama çok daha önemli bir konu.

Teşbih de hata olmaz, mahallenin delisi gözüyle bakılmasına aldırmamış. Yani daha çok şey yazacam da kalemimi zor zaptediyorum.

Biri, bilmediğim biri, bana devrim nedir anlat dese, ben İsmail Bey'i anlatırdım.

Burada en küçük bir kompliman bile yapmıyorum.

Ebevyenler en büyük hayat dersini, kendi yaşamlarında uygulayarak verir. Konuşarak, şöyle yap diyerek değil.

İsmail Bey'in hayat dersini kendi tatlılığında izlemekten büyük onur duyacağım.

Haddimi aşarak yazdığım bu yazıdan ötürü herkesten özür dilerim. Çok arzu etsem de, kendime sahip olsam da bazen kalemime sahip olamıyorum.

Saygı ve sevgilerimle...

leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön