View Single Post
Eski 11-11-2013, 12:41   #27
fozada
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 07-03-2013
Şehir: Mersin / Adana
Mesajlar: 61
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi vetman996 Mesajı Göster
Sayın Leventali Bey merhaba.

Azminize hayranım. Çok güzel bir çalışma sergiliyorsunuz.

91. mesajınızdaki konu mankenini görünce içimden yazmak geldi: Topraksız tarımda içimi kemiren, uykularımı kaçıran, uzun zamandır yazıp yazmamakta tereddüt ettiğim bir konu var. Buraya yazmamın sebebi ise sizin azminizle bir sinerji oluşturabilir miyiz? düşüncesi. Bir çok dostum yazdıklarıma tepki verecek ama gerçekleri yazmak zorundayız

Ben kısaca şöyle özetleyeyim: Yıllardır zihnimde zirai ilacın en az seviyede kullanıldığı ve verimin yüksek olduğu topraksız tarımla ilgili iş yapma fikri vardı ve geçtiğimiz yıl bunu hayata geçirerek topraksız tarım Ar-Ge serası kurduk ve çilek üretmeye başladık.

Küçük oğlum topladığımız çileklerden yedikten sonraki günün sabahı yüksek ateş ve boğaz enfeksiyonu olmuş şekilde uyandı. Bu bir kaç kez tekrar etti. Alerji olabilir düşüncesindeydik. Fazla üzerinde durmadık.

Bir ara uzman doktor arkadaşımla sohbetim esnasında zirai ilaç kullanmadan çilek ürettiğimizden bahsettim. Kendimce çok iyi bir iş yapıyordum. Besin olarak ne kullandığımı sordu. Ben de besin eriğinde kullandığımız gübrelerin ismini verdim.

Doktor Bey:"bu gübre bomba yapımında kullanılır, bunun vücuda şu zararı vardır, bunun bu zararı vardır. Toprakta bunlar biraz elimine edilebiliyor ama topraksız tarımda direk bitki üzerinden insan vücuduna geçiyor." deyince bir anda sesim kesildi.

Bir TV programında organik gübre konusunda uzman bir kimyagerin (Sn. Ahmet Arapoğlu) sözleri hala kulaklarımda çınlıyor "Türkiye'nin belirli bölgelerinden Amerika'daki bir üniversiteye toprak numuneleri götürdük ve analiz ettiler. Aşırı kimyasal gübre kullanıldığı için yakında Türkiye'de kanser patlar dedi Amerikalı onkolog profösör"

Değerli dostum; hoşumuza gitse de gitmese de bunlar gerçekler. Topraksız tarımda zirai ilaç kullanılmıyor diye çok ilgimi çekmişti ama kimyasal gübrelerin bu denli zararını bilmiyordum.

Topraklı tarımda kimyasal gübreleri toprağın bir nebze de olsa tolere ettiğini ama topraksız tarımda bunun daha vahim sonuçları olduğunu duyunca topraksız tarımın organik olarak yapılabilirliği üzerinde sinerji oluşturmamız gerektiğine inanıyorum.

Bir kaç üniversiteye yazdım ama henüz gelen bir sonuç yok. Aklıma doktora yapmaya başladığım ama doktoranın bana fazla bir katkısı olmayacağını anlayarak bıraktığım yıllar geldi. Yani üniversitelerin kendine hayrı yok.

Kıymetli dostum, dikkat ettiniz mi Kudret Hocanın topraksız tarımda yetiştirdiği limonun içindeki çekirdekler tekrar filizlenmiş. İşte bunlar bile topraksız tarımda kullandığımız gübrelerin sonucu.

Hatta konusunda uzman bir dost bu kimyasal gübrelerin kişinin DNA'sını bile bozduğundan bahsetti. Ne derece doğrudur bilemiyorum.

Şu üç günlük dünyada kimyasallarla beslenmek yerine doğallarla beslenmeyi seçmeliyiz. Gelecek nesilleri sağlıklı yetiştirmek üzerimize düşen bir görev. Bu nesli sağlıklı yetiştirmek için doğal topraksız tarımın yapılabilirliğini gösterebiliriz düşüncesindeyim. Siz ne dersiniz?

Selamlar... Saygılar...
Sayın Vetman,

Topraksız tarımın insan sağlığı üzerinde olumsuz bir etki yaratıp yaratmayacağı konusu belki de bu işle uğraşan herkesin aklından bir kez geçmiştir. Siz de bu düşünceyle kendinizce araştırma yapmışsınız. Ancak gördüğüm kadarı ile işin sadece gübre boyutu ile ilgilenmişsiniz.

Toprakta yapılan tarımda ülkemiz gerçeklerini sanırım herkes az çok biliyor. Kanımca asıl korkulması gereken tarım türü, toprakta yapılan ve ülkemizde tam anlamıyla kontrolsüz seyreden ilaçlama ve ondan daha da vahim olan hormon kullanımı. Meyve ve sebzelerde kullanılan hormonların büyüme üzerindeki etkisinden, kanser yapıcı özelliklerine kadar birçok konu bugün detaylarıyla ortaya konmuş durumda. Burada bir sürü rapor, bilimsel makale linki ve istatistik paylaşmamın anlamı yok, zira google araştırması hepsini ortaya koyar.

Topraksız tarımın yoğun uygulandığı ülkeler Hollanda, ABD, İngiltere vs. gibi ülkelerin insanlarına bakınca bizim insanımızdan daha sağlıklı olduğunu görmek ilginç bir detay olsa gerek. Söz konusu ülkelerde yaş ortalaması 75-90 arası seyrederken, ülkemizde 60-70 aralığında. Yani ağırlıklı olarak sizce "sağlıksız" bir yöntem olan topraksız tarımla beslenen insanların, mantıksal olarak ömürlerinin de kısa olması gerekmez miydi? Oysa durum tam tersi. Toprakta tarım yapan ülkemizde insanlarımız AB ve ABD ortalamasının altında bir yaşam uzunluğuna sahipler.

Bu neye benziyor biliyor musunuz, kediyi köpeği pis kabul eden, eve sokulmamasını öğütleyen ve köpekten kediden her türlü hastalığın gelebileceğine inanan bir toplumun, evinde bunları besleyen, hatta kimi zaman yatağına kadar alabilen insanlardan daha sağlıksız ve kısa ömürlü olmalarına..

Ülkemizde halen toprağını analiz ettirmekten dahi aciz çiftçiler mevcut, aynı çiftçiden tarlasında kontrollü bir gübreleme yapmasını bekleyebilir misiniz? Eğer kontrolsüz bir tarım türü varsa ve ülkemizde bunu adlandıracaksak bu ne yazık ki topraklı tarımdır. Bahçe sular gibi tarım ilacı kullananından, para hırsı ile zaten zararlı olan hormonu ultra aşırı derecede kullananına kadar geniş bir yelpazede yer alan kişiler, kanserin baş sorumlusudurlar. Kullandığı hormonla ürünü bir an önce paraya tahvil etme peşindeki kişi, yine aynı üründeki tarım ilacının toplama zamanına yetişmediğini bilmez mi sizce?

Bir kimyasal gübrenin bomba yapımında kullanılması o maddenin hepten zararlı olduğunun göstergesi nasıl olabilir? Bu tarz bir düz mantık kullanarak hayatı yaşamaya çalışırsak, elimizi hiç bir şeye dokunduramayız sanırım. Hayatın her alanına girmiş plastikten de bomba yapılıyor, ama hepimiz gibi siz de, size bunu söyleyen doktor da, marketten aldığı sebzeyi, meyveyi onunla taşıyor, uzun süre onunla temas ediyor.

Özetle şunu söylemek istiyorum, topraksız tarımı icat eden, uygulayan ve ürünlerini tüketen toplumlarla, kendi toplumumuzu kıyaslayın. Sağlık durumlarını ve ortalama ömür uzunluklarını karşılaştırın. Eminim ki problemi başka yerlerde aramaya başlayacaksınız.

fozada Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön