View Single Post
Eski 11-11-2013, 10:14   #13
Özgür Tosun
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 23-04-2007
Şehir: Mersin
Mesajlar: 55
Sayın Cemaleddin;evet aynen öyle diyorum. Bu güne kadar jin veya shari uygulanmış hiç acer görmedim, hatta yaşı yüz' ün üzerindeki acer bonsailerinin gövdelerinde yer alan budama yara izlerinin kapanması için (çok uzun süre almasına rağmen) ustaların ağacı teşvik ettiğini gördüm (bunun bir sebebi olmalı). Oysa gövdeden kesilen dallardan geriye kalan boşluk bir kaç dakika içinde jin ya da shari ye dönüştürülebilirdi.

Bonsai sanatının gerçeklikten kopması imkansız çünkü ağacın kendisi gerçek. Nesnesi, aynı zamanda imgesi durumunda. Bu durum batı sanatı açısından çok ciddi bir çelişkidir. Batı sanatında nesne ve imge/kavram vardır ve doğa zihinde bu iki araç ile kavranabilir hale gelir. Bu nedenle Nesne olmasından dolayı İmgelik sınırları da kısıtlı olmak zorunda. Ayrıca kapitalizmin açgözlü saldırılarına maruz kalmış bir ağaç ancak masa ya da sandalye olabilir. Bonsai, Çin-Japon kültürünün sadece küçük bir fragmanı. Bonsai yaparak, merak duyarak Çin-Japon kültürünü öğrenmeye çalışıyorsunuz, o minyatür ağacın arkasındaki kültürel ve felsefi derinliği kavramaya çalışıyoruz aslında. Eğer böyle yapmıyorsanız, bir çay sunum ritüelinin inceliğini merak edip sorgulamıyorsanız asıl o zaman elinizde "tabakta küçük ağaçlar" olacak demektir. Biz Türkler pratik zekaya sahip insanlarızdır, sonuca en kısa ve en kolay yoldan gitmeyi bir yaşam biçimi haline getirmişiz bu nedenle toplum olarak 10-50-100 yıllık planlar yapamıyoruz. Kültür ve sanat zaten öykünmenin ta kendisidir. Bu öykünmeyi İtalyan, tuval üzerine yağlı boya ile yapar, Japon bonsai ile, el yazması ile yapar, Türk de çini ile, kilim ile yapar. Sadece öykünmenin yöntemleri farklıdır. Yöntemleri birbirine karıştırmamak lazım. Siz, acerinizde jin yapmak istiyorsanız yapabilirsiniz, sizin tercih ve beğeniniz. Ben bu sanatı geleneksel yoldan felsefesiyle, geleneksel teknik ve yöntemleriyle öğrenmeye çalışıyorum ve bu gidişattan ciddi "haz" duyuyorum.

Bonsai resim gibi, heykel gibi bir sanat dalı değildir. Bonsai sanatını ne plastik sanatlar, ne dekoratif sanatlar ne de sahne ya da gösteri sanatları kapsamına alamazsınız, söz konusu sanat nesnesi üretme yöntemlerini, bonsai sanatına uygulayamazsınız. Bağlam çok farklı, her şeyden önce sanat yapmak için kullandığınız malzeme/medyum canlı ve sizin etkinize tepki veriyor. sanat üretmek sınırsız özgürlük değildir, her sanat türünün kendine özgü iç dinamikleri vardır ve bu dinamikler yontulan taşın, üretimin ortasında dağılıvermemesi, resimde kullanılan boyanın 3 yıl sonra oksitlenip kararmaması, şasesinin yamulmaması gibi temel çok basit gibi görünen kaygılarla şekillenmiştir. Bonsai de aynı dinamiklerle şekillenmiştir. 30 metrelik bir ağacı 10 cm lik bir tabağa nasıl koyarım, orada nasıl yaşatırım veyaşama mekanıma nasıl sokarım gibi sorulardan ortaya çıkmıştır (doğada sarayından kilometrelerce uzakta gördüğü ve "haz" duyduğu dağ manzarasını sarayının bahçesinde görmek isteyen Çin hükümdarını hatırlayın). Mağara resimlerinden modernizme hatta postmodernizme kadar geniş bir yelpazede (yaklaşık 30 000 -35 000 yıllık bir yelpaze) plastik sanatlardan örnek verdiniz, söz konusu dönem, akım, hareket ve eğilimler toplumsal yaşamda yaşanan gelişmeler doğrultusunda etkisel **** tepkisel işlevlerle ortaya çıkmıştır (buradan en az 10 tane akademik makale çıkar, teşekkürler). Özellikle sizin saydığınız akımlar ve hareketler kapitalist burjuva kültürünün dekoratif, ticari kaygılarıyla şekillenmiş akımlardır. Gelişme değil dejenerasyondur. Ancak söz konusu eğilimler içerisinde kaideyi bozmayacak, "ifade" yi hedefleyen istisnalar da mevcuttur (Goya, Bruegel v.b.). Yukarıda da sözünü ettiğim gibi, sembolizmi bonsai ye uygulayamazsınız çünkü bağlam farklı, disiplin farklı. Bonsaiye ancak bunjingi, hokidachi, kengai, han kengai v.b. akım, ekol/okul/öğreti/tarz/biçem leri uygulayabilirsiniz.

Teşekkürler,

Özgür Tosun Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön