2007 yılında bu siteye üye olduğumda bu kadar çok insan tanıyıp toplantılara katılıp “Bitki Delileri” ile kaynaşacağımı hiç düşünmemiştim. Zaman içinde baktım ki Deli listesinde başlarda yerimi almışım bile.
Son bir yıl içerisinde siteden uzak kalmam nedeniyle Güler Hanım’ın ve Cemo’nun sitemleri ile karşılaşsamda inanın gönlüm sizlerle.
Bu toplantıdan Facebook sayesinde, gece 01.45’de Jineop’un Cemo’yu ziyaretinde çekilen bir fotoğrafa Günebakan’ın “Bursa Toplantısından” bahsetmesi neticesinde tesadüfen haberim oldu. Olmasaydı ve sonradan görseydim çok üzülürdüm, zira toplantı yeri evimize çok yakın. Tek üzüntüm daha önce haberim olmadığı için Sevgili Neslihan’a yardımcı olamamamdı.
Eh tabi heyecan yaptım kendi kendime, mahcup da hissettim. Hiçbir hazırlığım yoktu, paylaşacak ne çeliğim ne de tohumum vardı. Balkona çıktım, bir an
Edinburgh Düşesi clematisimi gördüm ve 3-5 çelik aldım. Umarım paylaştığım arkadaşlarım tutturabilirler. Sonra Cemo’yu aradım. Yoldaymış, geliyorum dedi. Eh, kaç senedir telefonla konuşuyorduk ama hiç karşılaşmamıştık. Listede adı olan arkadaşlarla görüşecek olmak beni mutlu etmişti.
Sabah buluşma yerine gidince Nelihan’ı görünce zaten tahmin ettim o olduğunu. Gülen yüzü, ışıldayan gözleri ile çok iyi ev sahipliği yaptı. (Bir dahakine yardım etmek isterim.)Tekrar teşekkürler.
Kısa bir süre sonra Sevgili Taner Turt, eşi ve Ege geldiler. Hemen tanıdım.
Sanaldan behçe fotoğraflarını biliyordum. Çok tatlı insanlar. Sonra yavaş yavaş kalabalıklaştık. Sayıyı bilmiyorum ama 50 kişiyi geçtik galiba. Sındırgılı’nın sebze adalarını okuyor ve adada yaşadığını biliyordum. Nikini söyleyince gözümün önüne hemen sebze adaları, kardeş bitkiler geldi.
Hamdi Eyigör ile 4 sene önce Bursa toplantısında tanışmıştım, tekrar gördüğüme ve eşiyle tanıştığıma çok sevindim. Günebakan ile tanışmak ayrı bir mutluluk oldu benim için, tanımadan sevdiğim insanlardan. Keşke uzun uzun konuşacak vakit olsaydı. Üzüm çok merak ettiğim isimlerdendi. Son derece bilgili olduğunu bildiğim ve bazı başlıklarda ortak takiplerimiz olduğu için onunla da sohbet etmek isterdim. Müjgan da aynı şekilde. Çok tatlı, gözlerinin içi gülüyor. Hep yanımda olsa dediğim insanlardan. Cemo’yu anlatacak kelime zor bulunur. Bayılıyorum kendisine. Daha ne diyeyim.
Zekiye de yeni tanıştığım ama sanki 20 senedir berabermişiz gibi hissettiğim ve yakın bulduğum isimlerden. Keşke Bursa’da otursaydı. Kophstar maviş başlığında tanıdığım (3 yavru kirpinin sahibi
) gencecik bir arkadaşımız. Kamil Gürsan kasalar dolusu çiçek soğanı getirmişti. Kendisine çok çok teşekkürler. Selahattin Hoca her zamanki gibi canıtezdi. Lilium’u hep gülümserken gördüm. Aslında herkes hep gülümsüyordu.
Fatma Acar, Osman45, Cemals ve eşi, Lilium ve eşi, Yağmur, Sümeyra47,m. levent aktan ve eşi, muda, Hasan Erk ve eşi, Nuran Şahin, Uçurtma 122 ve eşi, b.kurt, nevzat yeni tanıdığım diğer güzel insanlar. Ve adlarını unuttuklarım… Hepinize teşekkürler. (Siteden uzak kalınca yeni isimleri pek bilmediğim için kusuruma bakmayın.)
Bitki paylaşımlarını görmeniz gerekirdi. Anlatılmaz yaşanır diyeyim sadece.
Ama Asıl Güler Hanım’ımız var ki adı gibi güler yüzlü, cana yakın, tatlı dilli…. İyiki var ve ben iyiki onun gibi birini tanıdım. Manyas’daki şahane bahçesinde yıllar önce yaptığı ev sahipliği de hala aklımızda. Oğuz Bey’i de unutmamalı tabii.
Sera gezisinden sonra biz Cemo ve Zekiye ile bizim bahçeye gittik. Sohbet ,sohbet vakit ne çabuk geçti anlamadık. Sonrasında onları yolcu edip eve döndüğümde saat 21.30 civarıydı ve ben bu güzel insanlarla beraber olduğum için çok mutluydum.
Bundan sonra toplantılardan haberim olursa katılmak istiyorum. En kısa sürede tekrarlamak dileğiyle. (
Ne çok yazmışım. Eee, uzun zaman yazmayınca arayı kapatayım dedim
)