View Single Post
Eski 01-11-2013, 00:20   #413
MeTePe
Ağaç Dostu
 
MeTePe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-03-2012
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 209
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi malina Mesajı Göster
Sorumu uzun uzadıya sormayayım, kalınlaştırdığım kısımlar sorunun kendisi...
Sn. malina,

Yanıt, sorduğunuz sorunun içinde... ama görmek için dikkatli bakmanız lazım.

Bildiğiniz üzere, bir şeyin yokluğundan ziyade varlığı ispat edilebilir.

Her ne kadar "lobici" şeklinde etiketlensem de ben bir GDO taraftarı veya karşıtı değilim. Benim GDO için yaklaşımım felsefik anlamda agnostik(!) ve pragmatik bir yaklaşımdır. Bu çerçevede, var olan verilerin gerçekten ne söylediği önemlidir... yakıştırmalar değil.

Sn. MeyveliTepe katı bir GDO karşıtı olabilir. Bu hakkını sonuna kadar da savunabilir. Ancak bu durum ona eldeki her türlü veriyi çarpık bir bakış açısıyla GDO'ya yakıştırma hakkı vermez!

Daha önceki bir mesajımda örneklediğim gibi, gelişmiş ülkelerin sağlık profillerindeki değişikliğin müsebbibi olarak GDO'yu göstermekle, artan trafik kazalarının müsebbibi olarak GDO'yu göstermek arasında mantıksal olarak hiç bir fark yoktur. Böyle bir yaklaşım, gerçek nedenleri görmezden gelip, ayrıntılardan haksız yere dramatik sonuçlara varmamıza neden olur.

Eğer bir gün, ileri yaşa bağlı tip2 diabet hastalığındaki dramatik artış ile GDO'lu ürün tüketimi arasında tartışmaya mahal bırakmayacak bir korelasyon ortaya konulursa bu tez haklı olarak ileri sürülebilir. Aksi halde sadece spekülasyondur. Sadece GDO'lu ürünlerin diabete yol açtığının gösterilmesi bile yeterli değildir. GDO'lu ürünlerin bu nedenler içerisinde ne ölçüde payı olduğunun da ayrıca tespit edilmesi gerekir.

Şimdi, bir sağlıkçı olarak, bazı hastalıkların dağılımındaki değişikliklerle ilgili bildiğimiz ve büyük ölçüde doğrulanmış kriterler varken (örneğin; gelişmiş tanılama yöntemlerinin bilinmeyen ölümlerin artık kalp hastalığı, kanser vs. gibi sınıflandırılmasını sağlaması), doğruluğu tespit edilmemiş ilişkileri bir gerekçe haline getirmenin savunulur bir yönü olamaz. Benim itirazım da GDO'nun zararlı olup olmamasından ziyade bu tür yaklaşımlaradır.

********************

Konuyu fazla uzatma niyetinde değildim ama Sn MeyveliTepe'nin son mesajlarını "beğenmenizden" bu fikirleri benimsediğinizi varsayıyorum. Bu durumda, siz de ABD'nin sağlık açısından vahim durumda olduğunu, son yıllarda artan kanser, şeker, hipertansiyon, alzehimer vs. gibi hastalıkların en önemli nedenlerinden birinin GDO olduğunu düşünüyor ve destekliyor olmalısınız.

Her hangi bir medikal altyapıya veya veriye bile sahip olmaksızın bu ifadeler size makul ve mantıklı geliyor, sağduyunuza hitap ediyorsa söyleyecek fazla bir şey yok. Ancak WHO başta olmak üzere, pek çok sağlık örgütü sizin gibi düşünmüyor.

20-25 yıl öncesine kadar Türkiye'de ölüm kayıtlarına en fazla yazılan tanı neydi biliyor musunuz? "Senilite"... Yani ülkemizde ölenlerin ciddi bir kısmı senilite denilen bir hastalık(!) nedeniyle ölüyorlardı. Artık 1. sırayı kalp (dolaşım sistemi) hastalıkları aldı.

Sizce, senilite denilen illetin dramatik olarak azalıp kalp hastalıklarının aşırı artmasının nedeni ne olabilir? Sağlık, beslenme vs. şartlarının değişmesi mi? Yoksa artık ölüm nedenlerinin uluslararası kriterlere göre kodlanması mı?

******************

Bu konuda daha fazla mesaj yazma arzusu ve niyeti içerisinde değilim. Çünkü rasyonel bir tartışmadan ziyade duygusal bir propoganda yürütülüyor. İnsanların GDO tüketmeme, GDO'ya karşı olma, GDO'lu gıdaları etiketleme vs. haklarına saygı duyuyorum. Hiç bir gerekçe olmadan dahi bir insan böyle bir tercih kullanma hakkına sahiptir.

Ben, bilimde şüpheciliğin en önemli vasıf olduğu vurgulanarak eğitim aldım. O yüzden her türlü iddiayı sorgulamayı tercih ederim. GDO konusunda kopartılan gürültünün ise hak ettiğinden daha fazla olduğunu düşünüyorum. Hayatın her unsurunda riskler vardır. GDO'da bir rikstir. Önemli olan bu riskin ne ölçüde ve ne bedelle bir tehdit oluşturduğudur. Karşıdan karşıya geçmek de bir risktir. Ancak marketten ekmek almak için göze almamız gereken bir risktir. Hiç kimse geçen hafta Adıyaman'da xxxxxx caddesinde karşıdan karşıya geçerken araba çarpıp ölen yyyyy isimli şahıs nedeniyle bu riski göze almaktan vazgeçmez. Çünkü, ekmeksiz kalıp açlıktan ölmek, araba çarpıp ölme riskinden daha yüksek bir risktir.

GDO konusu da, olası riskler ve yararlar açısından bakılması gereken bir konudur. Dünyanın gıda üretiminde zafiyet çekmediği doğru. Diğer taraftan dünyanın üçte biri açlıkla mücadele ediyor. Her şey bir yana, GDO teknolojisi, gıda üretiminden çok daha önemli bir işlev yerine getiriyor; Genetik hastalıklarla (belki de kanserle) mücadelede yeni teknolojilerin önünü açıyor. Bu yönüyle, GDO karşıtı olalım veya olmayalım, yiyelim veya yemeyelim bu teknolojinin ülkemizde de oluşmasına destek olmalıyız.

MeTePe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön