Tüm dostlara iyi geceler,
Bugün aslında ilk ben yazacaktım. Bir bilge bir olayı heyecanı geçmeden, ertesi güne bırakmadan mutlaka aynı gün yazın. Yoksa ertesi gün yazacaklarınızda aynı çoşkuyu yakalayamazsınız, diye yazmış. Gerçek hayatta buna şahitlik yapan birisi olarak bugünkü çoşku yarına bırakılmadan yazılmalıydı.
Kıyıda, köşede kalmış, çok ortalarda gözükmeyen, hani ilk okulda okutulan marşlardan vardı ya, "Orda bir köy var uzakta, gitmesek de..." diye başlayan marşdaki gibi insanlar topluluğuyla bir arada olmanız, size bu ülkeyi, bu ülkenin insanlarını yine, yeniden sevmenizi sağlıyor.
Hani kaldı mı böyle insanlar, mazide kaldı onlar, sözüne inat onlarca harika insanla tanıştım bugün. İçimizde yaş ortalamasını düşüren Emre'nin heyecanını, hayat coşkusunu yıllara meydan okuyarak yaşayan kocaman yürekli insanlar topluluğu.
İlk kez katılanların çekingenliğini, dakikalar içinde kahkalara, saatler içinde bayram buluşmalarındaki akraba ziyareti rahatlığına çeviren; kalpten, çocuk saflığında, külelenmemiş dostlar topluluğu. Kaldı mı öyle insanlar sözüne inat, içten "
Evet kalmış" diyebilmek harika bir duygu.
Bugün bana bu duyguları yaşamama vesile olan öncelikle, hiç alakası olmayan bir konuda araştırma yaparken karşıma çıkan
Agaclar.Net sitesini kurup, bugüne kadar getiren
Malina ve ismini bilmediğim onlarca insana, sonrasında bu toplantının mimarı
Adalet Hanım'a ve bugün orada olan herkese ayrı ayrı teşekkür ederim.
Kimler yoktu ki bu teşekkürü ayrı ayrı hak etmeyen?
Buluşma yerine benden bile önce gelmiş ev sahipliği yapan
Almira ve Maviş. Sıcak kanlılıklarıyla, onca kalabalığa yeterinden fazla getirdikleri çeşit çeşit bir birinden güzel tohum ve çelikleriyle, yüzlerinden bir an olsun gülücüğü eksik etmeyen coşkularıyla bence günün yıldızlarıydı.
Daha gencecik yaşına rağmen aramızda her yaştan insanla iletişim kuran, heyecan dolu, bol bol tarihe tanıklık ederek resimlerimizi çeken
Emre.
Adalet Hanım'ın misafirleri. O denli samimi, o denli içten insanlardı ki, söylenmese Adalet Hanım'ın dışında kimse onların misafir olduğunu algılayamazdı bile. Benim orta okul hocalarımdan birinin kopyası (Kim kimin kopyası bilemiyorum

)
Müjgan Hanım. Harika kahkahanızla, coşkunuzla çok yaşayın. Dedim ya misafir gibi değillerdi.
Cemo ve Ana Gibi. Sanki hepimizi 40 yıldır tanıyorlardı...
Mersin Üniversitesinden eşiyle birlikte katılan
Emin Erdal ve Eşi. Emin Bey'in kaktüsler konusundaki uzmanlığı, sevgisi, onları anlatırken ki coşkusu, hoş sohbeti inanılmazdı. Bu çicek yetiştirme ve koleksiyonerlik tutkusu eşinin karasularına girmiş, birkaç dönümlük sera yapmak için yer arıyordu
Sevgili
Salih Parlar'ın getirdiği ve ekimini yaptığı muhteşem lezzette cevizler.
Perihan Bayram, Eylül Burak ve yeni üye olduğum için ismini buraya aktaramadığım üyelerimiz ve onların misafirleri...
Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Böylesine güzel, böylesine heyecanlı, böylesine dostane bayram havasında geçen bir günü bana yaşattığınız için.
Ara Güler'in (fotoğraf sanatçısı) çok güzel bir sözü vardır : Fotoğrafçı fotoğraf çekmez, tarihe tanıklık eder. O yüzden karelerde göremezsiniz onu, diye. Bugünkü toplantıya kadar hep tarihe tanıklık ettim hayatım boyunca. O yüzden karelerde hep azdım ya da yoktum. Bugün tarihe tanıklık eden arkadaşların hemen hepsinden ricam buraya paylaşabildiğiniz kadar resmi paylaşın.
Saygı ve Sevgilerle...
Levent Ali Keten