View Single Post
Eski 24-10-2013, 21:37   #54
leventali
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 09-08-2013
Şehir: Mersin
Mesajlar: 617
Ben teşekkür ederim Sayın Tezel. Bu arada EC ölçümüm doğru mu? Söylerseniz sevinirim. Neden sorduğumu birazdan anlatacağım.

Sayın vetman996, sizin de iyi dileklerinize teşekkür ederim.

Ayrıca sanırım benim ilk yazımdan kaynaklı buraya yazı yazmaya içinden gelse de çekinen arkadaşlar var. İlk yazımda asıl anlatmak istediğim, ben araştırma yaparken okuduğum yazılarda bazen konu yorumcular arasında polemiklere yol açıyor. Bayağı bir konulardan uzaklaşılıyor ve hatta kırılmaları gördüm çok üzüldüm.

Bazen da amatör bir sera aksamına sanki 10 dönüm sera yapılıyor gibi çok teknik davranılıyor. Oysa amatörün ihtiyacı çok basit bilgiler. O kadar korktum ki damda bu işi yaptığıma ve buna sebep olan bir sürü yazı ve kişi oldu. Hatta uzun bir zaman bekledim ellemedim. Sonra konu komşuya zarar vermeyecek önlemi al, uçarsa da parçalanırsa da yaptığın masraf boşa da gitse yap dedim ve öyle devam ettim. Sonuç ortada.

Önceki yazılarımda bahsettiğim rüzgar şiddetini bilmiyorum ama ismine fırtına diyebilirim. Zira komşunun ağacı yarıya kadar yere yatıyordu. Seranın içerisine girdiğimizde o şiddetin eğimden kaynaklı akıp gittiğini gördük. Yağmur da aynı bardaktan boşalırcasına yağıyordu ki damda su akıntısı iyi olduğu halde çatı oluğundan su taşıyordu. Buna rağmen sera içerisine su girmemiş (çok az o da mecburen sera tabanındaki 30x40 profille beton arasına köpük sıkarak yerine oturttum ve sonradan sütun demirlerine kaynattım, kaynak yaptığım bir yerde belli ki köpüğün bir kısmı yanmış) ve rüzgarı üzerinde direyebilmiş.

İçi su basabilir, naylon parçalanabilir ve hatta sera yerinden çıkabilirdi de.

Yani söylemek istediğim amatörce yapılan bir işte çok aşırı teknik detaydan çok, bir amatörün işine yarıyacak pratik bilgilere ihtiyacı var. Hatta özellikle Ustalar cevaplarsa sevinirim diye yazdım ki, belli ki bu da yanlış anlaşılmış zira özellikle Üstadlar cevaplarsa demedim, benim yaptığım gibi daha önce amatörce girişim yapmış, başından tamda benim sıkıntılarım geçmiş, o şöyle çözüm bulmuş gibi yorumlar bol olsun istedim. Hatta amatörce başlayıp bu işi büyüten üyelerimiz de mevcut. Bunlardan edinilecek bilgi hazine değerinde.

domates fidelerinin arası kaç santim olsun, sulama kazığını nereye çaksam iyi olur, gibi soruların cevaplarını üstadlar verse bunca amatörce iş yapıp tecrübe edinen arkadaşlar sadece seyirci kalır; üstadlar da bu işten bir o kadar sıkılır. Zira bu defalarca sorulmuştur.

Kolaycılık yaptığım düşünülmesin. Siteyi 2-3 aydan beri okuyorum. Ancak çok okumak çok bilmek anlamını taşımıyor. Amatör bir türlü emin olamıyor kendimden biliyorum. Bir daha sorma isteğini duyuyor ve cevap da bekliyor.

Ben yazılımcıyım. İyi bir yazılımcı. Kendi ürettiğim market otomasyon programları yakın şehirlerde oldukça revaçta. Büyüklü küçüklü. Yazılım öğretmenliği de yapıyorum(bir yıldır bıraktım). Gerek öğrencilerime, gerek stajerlerime ve gerekse etraftaki arkadaşlara hep şunu söyledim. Bilgi öyle dipsiz ve karanlık bir kuyu ki, kimin nerede olduğu belli değil. Bazen günlerce uğraştığınız bir problemi lise talebesi çözebiliyor. O yüzden ne kendinizi küçük görün ne de başkasını, demişimdir. Bilmediğimde sormaktan da çekinmem, sorana bildiğimi aktarmaktan da.

Ne olursa olsun lütfen yazın, siz yazdıkça ben daha da mutlu oluyorum. Örneğin Sayın smnvrl 'nin inanılmaz güzel çalışmaları olmuş. Ben role devresini ondan kopya çektim ve kendisine buradan teşekkür ediyorum. Yoksa nette araştıracaktım ki zaten arkadaşımız burada cesurca paylaşmış. Bu vesile ile kendisine teşekkür ederim. Ama aynı arkadaş bir başka yerde bilgisini paylaştığı için polemikler arasında kalmış. Sayın smnvrl burada paylaşmasa bulunmaz mıydı bu devre? Elbette bulunurdu. Ancak bu kadar basitçe dizaynı, şemayı arama motorlarının bilmem kaç milyon sonuçları arasında arardınız. Oysa hiç alakası olmayan elektronik bir bilgiyi böyle bir sitede bulabilmek ne kadar harika. İşte amatörün tam da ihtiyacı olan bir bilgi.

Polemiklere maruz kalan kişide yazma isteği kalmaz. Hatta diğer görenler de "Aman benim de başıma böyle bir şey gelir." düşüncesiyle yazmaz.

Lütfen arkadaşla rica ediyorum. Geçmişte neler yaşadıysanız da lütfen yazın. Öneri de olsa, eleştiri de olsa, düşünce de olsa yazın.

Zira söz havada kalır ama yazı dünya döndükçe kalır. Hoş dijital bir felakette yazı nerede kalacak kimbilir? Bu da bilim kurgu konusu gerçi ya...

Mesajın başında Sayın Tezel'e "Neden sorduğumu birazdan yazacağım" demiştim. Şunun için soruyorum:

Bilgisayar programcıları kendilerini, program yazmaya, algoritma kurmaya adayanlar bir süre sonra bilgisayar gibi düşünmeye başlıyorlar. Zaten öyle olmasa program yazamazlar. Sonra benim yaşlara gelince iyice bilgisayarlaşıyorlar.

Bu ne demek mi? Bu şu demek:
- Bilgisayar bahardan, kıştan, kuştan, böcekten, matematikten, fizikten, kimyadan, sosyolojiden anlamaz. Onun anladığı bir tek dil vardır ve o da iki rakam. 1(bir) ve 0 (sıfır).
- Bilgisayar matematik bilmez ve öğrenemez de ama saniye de trilyonlarca hesabı yaptırabilirsiniz.
- Bilgisayar bilgiyi yorumlayamaz ama terabaytlarca bilgiyi size saniyeler içerisinde süzer ve siz yorumlarsınız. Örneğin Cern'de çalışan fizik mühendisi bir arkadaş tam da bu konuda çalışıyordu, 1 saniyede sensörlerden gelen bilginin 4 terabayt olduğunu söylemişti. Yanlış anlaşılmasın sadece onun çalıştığı birimin. Onların işi bu bilgileri yorumlayabilecek düzeye getirmek programsal açıdan.
- Bilgisayar sizin söylemediğiniz hiçbir şeyi yapmaz; yorumlama, anlama kabiliyeti yoktur çünkü. Bunu derste anlatmak için masaya üç beş mavi kalemi koyup, herhangi bir öğrenciden kalemi vermesini ister, tahta önündeyken arka sıralara doğru yürürüm. Öğrenci gider, kalemler içinde tahta kalemini alır, arka sıralardaki bana getirir.

İşte insan zekasının muhteşemliği. Kişi ben tahtada olduğum için tahta kalemini isteyeceğimi düşündü ve gitti tahta kalemini aldı, tahta önündeyken arka sıraya yürüdüğüm halde kalemi arka sıraya getirdi.

Siz böyle bir şeyi bilgisayara anlatmaya çalıştığınızda, klasik hata mesajıyla karşılaşırsınız. syntax error. Yazım hatası. Sınıfta bir sürü kalem var masada ve öğrencilerde hangisi, bu kalem nerede(kiminin cebinde kiminin masasında vs.), hangi kalem, tahtadayken istedin yer değiştirmişsin onu bildirmelisin, getirdi ne yapacak vs. vs. vs. İşte bu kadar akılsız bir alete program yazarken onun gibi düşünmezseniz olmuyor; bir süre sonra da ona benziyorsunuz.

Ben matematikten anlamam. Hatta dört işlemi bile zor yaparım. Ama gerekli formülleri verir ve alan desteği sağlarsanız çözülmesi günler alan problemi saliselerle çözen (bilgisayarın gücüne göre) programı yazabilirim.

Kimyadan, biyolojiden anlamam. Ama gerekli formülleri verir ve teknik destek sağlanırsa hesaplamaları çok karmaşık olan bir konuyu bilgisayarda saliseler içerisinde yaptıracak programı yazabilirim.

Kısaca söylemek istediğim, bazen en basit soruları sorduğumda ya da en basit bir şeyi atladığımda bilinsin ki bu benim mesleğimden ötürü. Anlamadıysam syntax error hatası veriyorum Ne kadar basit olursa olsun.

Bir de yazarak derdini anlatmak, okuyarak problemi çözmek ya da anlamak gerçekten çok zor. Hani anlatan kişi karşınızda olsa, sorarak daha basite indirgettirebileceksiniz belki de. Belki anlamadığınızı gören kişi farklı bir yönden anlatacak. Ama burada bayağı zor oluyor?

O yüzden bazen basit sorular sorduğumda bilinsin ki gerçekten onu anlamamışım ve bilmiyorum.

Bu gün çok zor bir gündü. Uzun yazdım sıktım belkide okuyanları. Bu mesaj da böyle oldu.

Herkese saygı ve sevgiler..

leventali Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön