Yeniden Merhabalar,
Nasıl üzülüyor insan, aradığını bulamamakla, aradığını anlatamamakla... 2 gün sülfürik asit aradım. Sonunda bir sanayide akü imalatçısı Mehmet Amca o kadar ısrarıma rağmen 1 litrelik asitten para almadı. O da ben de Sülfürik Asitin suyun PH'ını düşürdüğünü anlayamadık. Mehmet Amca'nın "
Sen yine de dökmeden iyi araştır olum, benim pek kafama yatmadı. Biz asiti azaltmak için saf su kullanıyoruz." tembihiyle ve benim Kudret Bey'e teyit ettirmemle sorunu çözdük.
Yanlış EC ölçmenin ve Suyun PH'ının yüksek olması neticesi marulların yüzde doksanı ilk ektiğimden pek farkı yoktu. Bir de seraya direk güneş ışığının vurması ve ısıyı 40 C lere çıkarması, baygınlıklarını gideremedi. Üstüne bizim hatalı ölçümlerimiz ve suyun PH'ı sanırım hepsini isyan ettirdi. Sıcaklık önlemini metresi 4 liradan 4 metre %50'lik (anca bulabildik) jüt (gölgeleyici) alarak ve içeride küçük bir vantilatör çalıştırarak önledik.
Doğru EC ölçmesini Kudret Bey'den yeniden öğrendik. Suyun PH'ını 6.5'e düşürerek, ki hiç kolay olmadı, 1.2 EC ile bugün sabah yanlarına gittiğimde inanılmaz bir gelişme gördüm. İlk resimlerle son gönderdiğim resimler arasında toplamda 1 gün var. Hemen hepsi canlanmış. İçlerinden küçük yapraklar çıkmaya başlamış.
Suyun PH'ını düşürmede oldukça zorluyor mevcut sistem. Depoda mevcut su miktarını tam bilememek büyük eksiklikmiş. 4 boruda toplamda 100 lt ye yakın su oluyor. Depoda da bir o kadar tahmini. Her ölçümde suyun devirdaimi için yarım saat kadar beklemek gerekiyor. Zira 10 dakikalık ölçümler doğru sonuçlar vermedi. Hatta 1 saatte su tam ölçülebilecek süre.
Bu sisteme ölçüm yapılacak bir düzenek eklenmeli. Su ölçümünden önce sistemdeki tüm su depoya gelmeli. Ölçümler eklemeler, çıkarmalar yapıldıktan sonra sisteme geri basılmalı su. ****** bu dediğim amatör sistemler için geçerli olsa gerek. Benim 4 boruda 100 lt su olduğunu düşünürsek...
Koca Tarsus'ta ki 350-400 bin nüfusa sahip, topraksız tarımla ilgili aradığınız hiç bir şeyi bulamamak çok üzdü beni. Tarsus'un en büyük tarım mağazasında o da hatalı bir siparişten dolayı damlatma kazıklarını (sadece 3 mm liği vardı) ve hortumunu bulabildik. Ama ana boruya bağlantı parçasını bulamadık. 7 mm lik başka birinin elinde kalmış bağlantı parçalarını ısıtarak bin bir eziyetle yerlerine bağladık.
Domatesleri ektiğim kasada sadece perlit mevcut. İçerisini artan sera naylonuyla kapladım. Herhangi bir kesim yapmadan havuz misali. Perliti iyice ıslatıp, yıkayıp içerisine döktüm. Yaklaşık 15-18 cm yükseklikte. 200 litre kadar perlit aldı içerisi. Resimde görüleceği üzere besin tankını da sebze kasası içerisine naylon sererek yaptım. Kasanın geldiği yerin tam altına naylona bir delik açtım ve üzerine perlit koymadan plastik telis çuvalından keserek koydum. Böylece perlit hiç dökülmüyor. Soğanları ektiğim kasadan tecrübe. Üzerini siyah kalın naylonla kapladım. Perliti içerisine döküp, naylonu yanlarından geçirdim. Yani torba gibi siyah naylonun içerisinde değil sadece uçlarını yanlardan kasaya gömdüm. Kasanın eni 45 cm boyu 150 cm.
Resme bakıp ustalar dikimin doğruluğunu teyit ederlerse sevinirim. Damlatıcı kazıkları kökten yaklaşık bir 5-10 santim uzağa gelecek şekilde, her bir fideye bir adet sapladım.
Ekim şekline göre her iki fideye bir tane olabilir mi? Ustalar cevaplarsa sevinirim.
Bu kasanın yapımını resimleyemedim zira hep çalışıp hem resim çekmek oldukça zor. Ama ikincisini yaparken özellikle resimleyeceğim. Çünkü bu kasa pimapen artıklarından yapıldı. Yani sıfır maliyet. Sadece işçilik. Büyük bir pvc firmasının işini de yapıyorum. Oranın tesadüfen resimlerini çekmeye gittiğimde arkada hurdalıklarıyla tanıştım. Bu malzemeleri atıyorlar. Haftada bir gün hurdacı gelip götürüyor. Yanlara ve altlara konulan parçalar asma tavan lambrisi olarak isimlendiriliyor. Zaten alacak olsanız da 20 cm x600 cm olarak satılıyor bu şekilde 8 TL.
Bunları birleştirmek için dar U isimli parça kullanılıyor. Bunun da 6 metrelik boyu 5 tl. Yanları kuvvetlendirmek için taban parçası diyorlar, bunun fiyatını bilemiyorum ben zaten hurdasını aldım. 2 metrenin altındakileri atıyorlar. Asma tavan lambrisinde de öyle. İşçiliği çok kolay. Maket bıçağıyla bile kesiyorsunuz. Annem bunun böyle olduğunu görünce pimapenden buz gibi oldu.
Su devirdaimi için 25 tl ye mazot pompası adıyla anılan 12 V pompa aldım. Bugün öğleye kadar harikaydı. Ancak bugün yandı. İçerisini açtığımda inanılmaz adi bir işçilik gördüm. 1 damla slikon kullanmışlar. Çok kaliteli gibi görünen bir o kadar kalitesiz bir ürün. Tam emin değilim ama iyi izole edildiğinde, yani yeni alındığında açılıp iyi slikonlanırsa ve motor içine su girmezse, çok ucuz ve çok güçlü bir alet. İlk aldığımda denedim 3 metreye suyu sorunsuz bastı. Bunu almamın nedeni içerideki sistemin tamamını 12 V üzerine kuruyorum. Zira bir araba aküsü alıp, elektrik kesintilerine karşı şimdilik kullanacağım. İleride olurda güneş paneli de alırsam diye düşünüyorum. Alet güçlü ama kalitesiz. Yenisini alıp izole edim mi yoksa şu akvaryum içinde çalışan sump pompalardan mı alim karar veremedim doğrusu.
Hidroponic akan su sisteminde akvaryum içi hava motoru kafası çalışıyor. Şu ana kadar en küçük bir sorun çıkarmadı. Ancak basınca damlama kazığı olan sisteme yeter mi bilemiyorum. Deneyenler deneyimini paylaşırsa sevinirim.
Yaşadığım tecrübeler sonucunda üzülerek söylemek zorundayım ki, bu işi çiftçi memet yapamaz kardeşim. Bir çok nedenden dolayı yapamaz. Biz eğitimli insanlar bunca bocalarken, bunca hatalar yaparken, en basit konuları anlayamazken bu işi çiftçi memet yapamaz. İkincisi çok maliyetli ve masraflı bir iş. Bu işi amatörce yapmak isteyenlere tavsiyem evde oturup hesap yapmasınlar, zira çarşıya uymayacak. Ya da evde yaptığınız hesabı bir 8-10 katına çarpın. Ve mutlaka tek ürün ekin. Tek ürün, tek sorun, tek masraf. İşin başında 24 boru düşünüyordum da...
Aşık Veysel boşuna dememiş benim sadık yarim kara topraktır diye. Arta kalan marulları ablamların bahçesine ekmiştim. Bugün hava atıyor bana, benim marulları gelde gör seninkiler ne ki diye. Gittim gördüm. Gerçekten de benden bir gün sonra ekildiler ama harika toparlamışlar kendilerini. Biz EC ile, PH ile, Isı ile, Gölge ile uğraşırken onlar almış yolu gidiyor...
Ama topraksız tarımın gücünü asla küçümsememek gerekiyor. Ticari anlamda ciddi bir sermaye ve birikim istiyor. O da yetmez çalışan her personelin topraksız tarım eğitimi alması gerektiği gibi, ekili ürünün bakımıyla da bilgilendirilmeli. Çiftçi memet'in neden uzak durduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Çünkü yapamaz. Yıllarca nakliyecilik yaptığımızdan onların yapısını iyi bilirim. Yapamazlar. Çok cesurları vardır gözü kara. Bu lafım onlardan uzak...
İşin içine girdikten sonra gördüğüm şey müthiş bir pazar. Türkiye bunu nasıl atlıyor ya da sermayeli insanlar bunu nasıl atlıyor bir türlü aklım ermiyor. Aslında eriyor. Bizde Zengin yok! Bizdeki zengin kavramı iyi bir evi, iyi bir cibi, bankada bir kaç trilyon parası, birkaç da stüdyo ev eşittir zenginlik. Bir sanayi odası toplantısında konuşma yapacağım günün sabahında bir gazetenin haberi şöyleydi : "Türkiye'deki iş adamlarının tamamının serveti Toyoto'nun yarısını almaya yetmiyor." İşte bizdeki zenginlik bu! Hep demişimdir kime göre zenginsin? 100 bin lirası olan bir asgari ücretliye göre multi milyarder zengin. Neyse konumuzdan uzaklaşmayalım.
İnşaattan tarıma fırsat bulamayan hükümetlerden gelen bir ülkeyiz. Dün de öyleydi bugün de. (Cumhuriyet dönemini ayırıyorum). Koç bile tarımdan çekilme kararı aldı. Önce hayvancılıktan şimdi de tarımdan. Neyse yeniden konumuza dönelim.
Yaşadığım olumsuzluklar :
- EC'yi depodan aldığım suyla ve EC metrenin gösterdiğiyle ölçüm yaptım. Kudret Bey açıklayana kadar da böyle devam ettim.
- Depo büyük de olsa (250 lt) EC ve PH tutturabilmek çok zor. Sıcaklık farkı inanılmaz. Dışarıda 30 dereceyken su deposunda 19 derece. Dışarı 12 dereceyken su deposu 25 derece...
- Her ölçüm mutlaka kayıt altına alınmalı. Yoksa nereye gittiğinizi de bilemiyorsunuz, kaç mg la neyi hangi ölçüye getirdiğinizi bulamıyorsunuz. Hoş bulduğunuzda da matematik uzmanı olmanız gerekiyor. Isı, PH, EC hepsi bir birini etkiliyor. O yüzden ilk tavsiyem orantı hesabını iyi öğrenin
- Başında yapmadığımız kaydı yapmaya başlayınca güzel sonuçlar çıkmaya başladı. 70 ml A ve B eriyiğinden koyduğumuzda 0,050 artışımızın olduğunu tespit ettim.
1. ölçüm : (23:10) dün
ISI=20 C
EC=1.13 (Gerçek EC)
70 ml A ve B eklendi..
PH=6.5 (renkle ayarlandığı için tahmini yani 6.4, 6.2 de olabilir)
2. ölçüm : (23:46) dün
ISI=20
EC=1.18 EC (Gerçek EC)
PH=6.5
70 ml 0,05 Gerçek EC artışını sağlamış.
30 ml A ve B eklendi. 1.2 'ye geleceği düşünüldü ve domateslere zaman ayrıldı. Gelip gelmediği ölçülemeden
gece 03'te seradan hızla ayrılıp yatıldı.
3. ölçüm (10:00) bugün
Tanktaki su eksikliği tamamlandı. (yaklaşık 20-25 lt)
EC=1.2
PH=yüksekti 6.5 e indirildi.
4. ölçüm ( 16:00) bugün
Tanktaki su eksikliği tamamlandı.(yaklaşık 20-25 lt)
EC=1.4
PH= Yüksekti 6.5'e indirildi.
Bugünlük bu kadar...
Saygı ve Sevgilerle...