Eşim evde bu işlerin en yorucu hammaliye kısımlarını bana yaptırdığı ve iyi bir gözlemci olduğumu sandığım için bir iki noktayı da ben yazayım..

)
En ideal domates sosu için, etli ve suyu az olduğu için sayın limonsever'in fotoğrafındaki domateslerden kullanırız..
Kabuğunu soymaya ve saplarını çıkarmaya çalışmayız..
Eşim bunları sirkeli suda iyice yıkadıktan sonra kaynatmadan tam ortadan (uzunlamasına değil) kesip benim önüme koyar ve ben bunları rendenin iri gözlerinde sadece kabuğu kalana kadar çekerim..Eşim bana o yeşil kısımlı olan yerleri ve sap kısmının olduğu beyazlıkları rendede çekmememi tembihler..
Daha sonra elde edilen püreyi normal ateşte kaynatır..
Kaynatırken ara ara karıştırır ve üstte oluşan beyazımsı köpükleri sürekli kaşıkla sıyırıp atar.. Hiç beyaz köpük çıkmayıncaya kadar kaynatmaya devam eder..
Eşime bu köpüğü niye atıyorsun diye sorduğumda, ''bu köpük domatesin yeşil ve olgunlaşmamış kısım ve saplarından oluşuyor'' der..
Köpük çıkmaz olunca son 10 dakika öncesinde 5-6 kilo püreye bir çay bardağına yakın zeytinyağı ve bir miktar tuz (iki yemek kaşığı kadar) ilave eder, karıştırır..
Steril kavanozlara doldurur, yine bana uzatır; ben de bir güzel sıkıp tersine çevirip, mermerin üzerine dizerim onları..
Buzdolabına falan koymaksızın, kapalı karanlık dolabımızda 1- 1.5 yıl bozulmadan dururlar..