Valla ben onu bunu bilmem, ne yılan, ne de başka hayvan istemiyorum bahçemde.
Sokak kedi -köpeklerini de istemiyorum. Mümkün olduğunca girmelerine mani olmaya çalışıyorum. Çünkü bahçede dolaşırken sebze adalarımın yanından geçerken kopardığım yemyeşil, pırıl pırıl taze maydanozlardan bir tutam koparıp yıkamadan rahatlıkla ağzıma atmak isterim.
Aman, kedi veya köpek üstüne işemiş mididir korkusu yaşamak, yıkamak istemem.
Rastladığım kaplumbağaları da bahçe dışına bırakırım, benden evvel salatalıklarımı yemesin derim.
Komşunun siyah kedisi, başka bir arkadaşın hıyarlarına dadanmış, kemirip duruyor. Kadıncağız onca hıyar ekmesine rağmen hep bizim bahçeden topladı.
Çocuklar da torunlar da yılandan korkuyorlar, gelip gidecekleri 15 gün, bari bu müddet zarfında rahat etsinler diye düşündüğümden bahçe etrafına kumlu kükürt döküyorum.
Çilek tarhlarını siyah naylonlar kapatarak otlanmadan korumak ve açılan deliklerden temiz çilekler yetiştirmek istemiştik (4-5 sene evvel) bahçeye giren sokak köpekleri bütün naylonları parçalamışlar. Bütün emeklerimiz boşa gitti.
Haaa, hayvanları sevmiyor muyum, elbette seviyorum.
Kasaptan aldığım kemikleri bile kaynatıp, bahçe dışında nisbeten uzak yerlere bırakıyorum.
Su kaplarına su koyuyorum.
Bahçeye kedi girmesin diye kapılara ince teller koydum, yine de ara sıra girdiklerinde hortumla su sıkınca kaçıyorlar.
Ne yalan söyleyeyim bahçede istediğim tek hayvan kuşlar, bülbüller.
|