Hemen gelip
kök bölgesini ilaçlamam gerekirken, on gün kadar geciktim.
Geldiğimde capnodis, ağacın kabuğunu ayırmış eseriyle gurur duyarmışçasına yan tarafta duruyordu.
Hiç kımıldamadı,
ölü numarası yapmaya devam etti.
Böylece bir kaç poz verdi.
Kabuğun arka tarafı sağlam mıdır? Diye biraz kaldırınca, bütün sülalesiyle karşılaştım.
Ağacın
damarlarıyla gövde kısmının son bağlantı kabuklarını yiyip talaş haline getirmekle meşguldüler.
Kurtulmasının artık imkânı kalmamıştı
Şöyle bir dokundum. Koca ağaç kibrit çöpü kadar direnmedi, yıkılıverdi.
Böcek haline gelmiş capnodisin
ölü numarası yapması işe yaradı.
Beni kandırdı. Bir an takip etmedim, ortada yoktu. Oysa onunla işim bitmemişti.
Ama...
Neyse ki karıncalar benden daha dikkatliler
