Canım arkadaşım epeydir bakamamıştım sayfana, neler neler olmuş.
Geç oldu ama, önce su baskını için geçmiş olsun. Dün akşam Ankara'ya yağan çılgın Temmuz yağmurundan da benim tavan aktı. Oluyor böyle doğanın intikamı zahir
Hangi birini yazsam şaşırdım. Tabii önce yumuk prensesten başlayayım. Ya nasıl boy atmış birden öyle maşallah. Canım benim, çok tatlı çok. O ilk fotoğraftaki yumuk kolu görünce içimi bir sevinç kapladı inan. E babaanneleri pek çok onun

Çay keyfi pozuna da bayıldım. Çook öp benim için lütfen.
Meyve sebzelerin çok güzeller, bol hasatlar dilerim. Her birini ayrı kıskandım ama çok emek istiyorlar biliyorum. Senin ve eşinin ellerine kollarına sağlık. Afiyetle yeyin.
Mavi yasemin, ceropsislerin ama özellikle margarit -glayöllerin-hatmilerin ve unuttuğum her bir şeyin harika olmuşlar. Aslında glayöl sevmem pek ama senin mor ve pemben çok çok güzeller.
Kelebeklerin, uğur böceğin yine gelmişler ne güzel. Ağustos böceklerini de severim ama tek tek. Bir yıl Dikili'de kaldığımda zeytin ağaçlarının içinde bir orkestra vardı valla 7/24 çalışmışlardı. Ulan bi 5 dakka susun, yok. Hiç unutmam o cümbüşü.
Benim cicilerimi sorarsan, "unutma beni" hariç herşey gayet güzel. Henüz fotoğraflarla uğraşma aşamasına gelemedim. Beyaz mavişim açtığında sana göstermeyi çok istiyorum.
İlk kez bu kadar uzun yazdım, özlemişim seni. Şimdi yine birkaç gün ara vermem gerek. Bol bereketli bir yaz diliyorum sana
