[loveforlife]

Rahmetli babaannemin bir fil kulağı çiçeği vardı. Aynı saksı içinde yaklaşık 20 yıl yaşadı zavallıcık. Her yıl yanlarından yavrucuklar verir, babaannem de onları eşe dosta dağıtırdı. Babaannemin vefatının ardından, onun anısı olduğu için daha da severek bakmaya başlamıştım ona. Lâkin çok büyümüştü ve evde koyabilecek bir yer olmadığından kışları merdiven boşluğunda, yazınsa açık havada yaşamak durumundaydı. Sararan yapraklarını kestiğim için uzun bir sapın üzerinde bir palmiye misali yükselmişti. Geçen yıl tam orasından çiçekler açtı ve bütün yaprakları öldü. Sonra o ağacımsı gövde de devriliverdi saksıdan. Uzun, kalınca bir dal parçası gibiydi.

Sitede difenbahya çoğaltılmasıyla ilgili okuduklarımdan yola çıkarak, bu odunumsu parçaları sürgün vereceğini düşündüğüm yerlerini göz önünde bulundurarak parçalara ayırdım. Torfa perlit karışırarak bu karışımın içine bu parçaları gömdüm ve üzerine bir poşey geçirdim. Nemini sürekli kontrol edip korudum. Beni çok bekletmeden hepsi filiz verdi. Hiç alakasız başka bir saksıdan ise kendiliğinden minik bir yavru çıktı. O saksıya ben bu ekimleri yaparken bir şekilde o çiçeklerin tohumlarından gitmiş olabileceğini düşünüyorum. Onu da ayrı bir saksıya taşıyınca küçük de olsa gelişmeye başladı. Saksılar çoğalınca çiçeğe değer vereceğine inandığım kişilere gitti yavrucuklar. Kışı içeride, yazı dışarıda geçirmek şartıyla bunlar da bana kaldı. Fincan kışın içerideyken yapraklarıyla oynamaya bayıldı. Neyse ki kazanan onlar oldu. Ama geçen günkü dolu onların da canını acıtmış sanki. Brugmansialarla hangimizin yaprağı daha büyük olur yarışı tutturmuşlardu oysa. Onların yapraklarında epeyce bir delik ve yırtık oluşmuş ama ölümcül yaralar değil şükür ki!









Sahi sizce hangisi kazanacak bu yarışta?